 |
T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
E. 1992/13980
K. 1992/7893
T. 22.9.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HAKİMIN RE'SEN GEREKLİ GÖRDÜĞÜ DELİLLERİ TOPLAMASI
TAŞINMAZIN GERÇEK HAK SAHİBİ ADINA TESCİLİNE KARAR VERİLMESİ
TANIK BEYANLARI-TESBİT BİLİRKİŞİLERİ
ÖZET 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2. maddesi hakimin re'sen gerekli gördüğü delilleri toplayarak taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamıştır.
O halde mahkemece, yerinde keşif ve uygulama yapılarak taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından ne müddetle zilyed edildiği olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık doğduğu taktirde tesbit bilirkişileri de dinlenilmek suretiyle bu aykırılık giderilmeli, taşınmazın yanlarının da taraf olduğu kesinleşen tescil ilamı kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 30/2, 36)
(1086 s. HUMK. m. 415)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davalı Hazine vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında dava konusu 1082 parsel numaralı 4800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı olduğundan söz edilerek tutanağın malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Tesbitten önce Mustafa kızı Fatma (Fadime) tarafından, Ayşe Dudu ve arkadaşları aleyhine Karaman Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tescil ve el atmanın önlenmesi davası görevsizlikle kadastro mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine, taşınmazın payları oranında yargılama sırasında ölen davalılardan Ayşe Dudu mirasçıları Fahrettin ve Nimet adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, delillerin bildirilmesi, mirasçılık belgesinin ibraz edilmesi ve peşin harcın yatırılması yolunda davacı adına çıkarılan açıklamalı davetiye gereğinin yerine getirilmemesi ve bu arada keşif giderlerinin yatırılmaması gerekçe gösterilerek, umumi hükümlere göre dava açmakta muhtar olmak üzere davacının davasının reddine, tutanağın edinme sütunu içeriği gözetilerek taşınmazın payları oranında ölü Ayşe Dudu mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmazın davalı olması nedeni ile tutanağın malikanesi açık bırakılmak suretiyle tesbiti üzerine Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görevsizlik kararı ile dosya kadastro mahkemesine devredildiğine, açıklamalı davetiye icaplarının davacı tarafından yerine getirilmeyip keşif gideri de karşılanmadığına göre uyuşmazlık, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2. ve 36. maddeleri ile Usulün 415. maddesi gereğince çözüme bağlanması gereken bir nitelik taşımaktadır. Yasanın 30/2. maddesi üç ayrık halde hakimin re'sen gerekli gördüğü delilleri toplayarak taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar vermekle yükümlü olduğunu hükme bağlamıştır. Aynı Yasanın 36. ve Usulün 415. maddelerinde ise, tarafların karşılamaması halinde re'sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için gerekli giderlerin ilerde haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı öngörülmüştür. Bu durumda, keşif yapılmadığına, yanlardan da delilleri sorulup toplanmadığına ve devredilen dosya içeriğinden de malik tesbitine olanak bulunmadığına göre tesbit bilirkişiler dahi dinlenilmeden yirmi yılı aşkın Ayşe Dudunun zilyed bulunduğu yolundaki tutanakta yazılı beyanlara dayanılarak taşınmazın Ayşe Dudu mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru değildir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde mahkemece, yöntemine uygun şekilde delil bildirmeleri yönünden taraflar adına çıkarılacak açıklamalı çağrı belgelerinin sonuçsuz kalması halinde, Kadastro Yasasının 30/2. maddesi gereğince re'sen deliller toplanmalı, gerekli giderler bütçeye konan ödenekten karşılanmak üzere yerinde keşif ve uygulama yapılarak taşınmazın Öncesinin kime ait olduğu, kim tarafından ne müddetle zilyed edildiği olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı sorulmalı, tutanak içeriği ile bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık doğduğu takdirde tesbit bilirkişileri de dinlenilmek suretiyle bu aykırılık giderilmeli, taşınmazın yanların da taraf olduğu kesinleşen tescil ilamı kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, davanın reddediliş nedenine göre hükmün işin esası ile ilgili olarak davacı yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı düşünülmeli ve deliller birlikte takdir edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|