 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2005/481
K: 2005/667
T: 11.2.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Keşif avansı yatırılması için verilecek kesin sürede; keşif avansının miktarı, süresi ve hangi kalemlerden oluştuğunun ayrıntılı olarak yazılması gerektiği, bu kararın ilgiliye muhtıra şeklinde tebliği ve tarafa tanık ve bilirkişileri hazır etmesi yükümlülüğü yüklenemeyeceği gözetilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 36)
(1086 s. HUMK. m. 163)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Yöntemince orman araştırması yapılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kesin mehile riayet edilmediğinden usul yönünden reddine, çekişmeli parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen kesin süreye rağmen davacının belirlenen keşif avansını mahkeme veznesine depo etmemesi nedeniyle davanın usulen reddine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Keşif avansının yatırılması ile ilgili ara kararının davacı aleyhine hüküm ifade edebilmesi için; ara kararında keşif için gerekli masraf kalemler halinde belirlenmeli, bu avansın mahkeme veznesine hangi tarihe kadar yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve verilen süre içerisinde ara kararı gereğinin yerine getirilmemesinin yasal müeyyedesi zapta yazılıp, duruşmada bulunmayan davacıya bu ara kararı muhtıra olarak tebliğ edilmelidir. Mahkemece hükme esas alınan 1.10.2004 tarihli ara kararında keşif günü belirtildiği halde keşif avansı olarak yatırılacak miktar kalemler halinde gösterilmemiş, (bilirkişi ve tanık için çıkarılacak davetiye gideri Hazineye yükletilip miktar belirtilmemiş) mahalli bilirkişi ve tanıklara ödenecek ücret konusu ara kararına yazılmamış, Kadastro Kanununun 36. maddesinde hakim tarafından belirlenecek süre içerisinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, belirtildiği halde söz konusu ara kararına davanın usul yönünden reddedileceği yazılmış ve davacıya yasaya uygun olmayan bu ara kararı tebliğ edilmiştir. Ayrıca, ara kararında bulunmamasına rağmen davacıya bilirkişi ve tanıkları mahallinde hazır etmesi davetiye ile bildirilmiş ve buna riayet etmediği takdirde davanın usul yönünden reddedileceği müeyyide olarak yazılmıştır. Davacı yerel bilirkişi ve tanıkları arazi başında hazır etmek zorunda değildir. Anılan kişilerin arazi başında hazır olmalarını sağlamak mahkemenin görevidir. Mahkemenin görevini taraflara devredip, bilahare bu görevin yerine getirilmediğinden bahisle davanın reddine karar vermesi yasaya aykırıdır. Bunlardan ayrı olarak mahkemece mahallinde 26.8.1992 tarihinde keşif icra edilmiş, bu keşif için gerekli masraflar dosyadaki tahsilat ve reddiyat makbuzlarına göre davacı Abuzer tarafından karşılanmıştır. Bundan sonra yapılacak keşiflere mahkeme re'sen karar vermiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesinin 1. bendinin son cümlesine göre; kanun gereğince re'sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır. Mahkemece yasanın emredici hükmü gözardı edilerek davacının masraf yatırmaya zorlanması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.