 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2004/6715
K: 2004/8302
T: 11.6.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 101 ada 92 parsel sayılı 14.013 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların annesi Emine adına tespit edilmiştir. Davacı Hacı, yasal süresi içinde çekişmeli parselin müşterek muris Osman'ın mirasçılarına intikal ettiği ve terekesinin paylaşılmadığına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin Osman mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Celal tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli parselin öncesinin tarafların ortak mirasbırakanı Osman'a ait olduğu ve terekenin paylaşılmadığı dosya içeriği ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık mirasçılardan Hüseyin'in miras payını davalıların annesi Emine'ye 14.8.1983 tarihli senetle temlik edip etmediği ve senedin bu taşınmazla ilgili olup olmadığı konusundadır. Mahkemece örneği dosyada bulunan senet konusunda tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin deliller toplanarak senedin dava konusu parsele ait olup olmadığı ve senet altındaki imzanın Hüseyin'e aidiyeti konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan miras bırakanlar Osman 1954 yılında, ilk eşi Rabia kendisinden önce 1944 yılında, ikinci eşi Emine ise kendisinden sonra 2001 yılında vefat etmişlerdir. Bu durumda ölüm tarihleri dikkate alınarak Emine'ye isabet eden payın çocukları Celal ve İfakat'e düşeceği dikkate alınmaksızın hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece dosyada mevcut mirasçılık belgesine değer verilerek hüküm kurulmuş ise de, bu belgenin gerçek durumu yansıtmadığı ve mirasçılık paylarının yanlış belirlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalılara mirasçılık belgesinin iptali için dava açma olanağı verilmeli, miras payları doğru olarak saptanmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.6.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.