 |
T.C
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/9762
K: 2003/11234
T: 23.12.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* GÖREV
İçtihat Özeti: Dava genel kadastro oluştuktan sonra yapılan işleme dayalı el atmanın önlenmesi olduğundan kadastro mahkemesi görevli değildir.
(1086 s. HUMK. m, 388/1)
(3402 s. Kadastro K. m. 25/son, 41)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; dosyadaki belgeler okundu.
Gereği görüşüldü:
1951'de kesinleşen kadastronun dayanağı haritanın tarafların talebi üzerine Kadastro Müdürlüğü'nce uygulaması sonucunda aplikasyon haritasında davacının elindeki bir kısım yerin ve binaların komşu parsele tecavüz-lü gösterilmesi üzerine, yer tesbitine istinaden İl Jandarma Alay Komutanlığının yeni sınıra tel örgü çekmesi nedeniyle davacı tarafından tapu kaydına ve 1.9.1959 tarihli kadastro haritası örneğine dayanılarak bu işlemin hükümlülüğünün tesbiti ve İl Jandarma Alay Komutanlığının müdahalesinin men'i istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmıştır. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, genel kadastronun kesinleşmesinden sonra Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan işlemin hükümsüz sayılarak el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dava dilekçesi Şişli Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlenmiş olup dava Şişli Birinci Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/902 esasına kayıt edilmiştir. 16.7.2001 tarihli tensip tutanağında mahkemenin adı Şişli Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiş, yargılama Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla sürdürülmüş, yargılama sırasında mahkemeye verilen dilekçe ve belgelerde de mahkemenin adı bu şekilde belirtilmiştir. Nihai kararda ise karar başlığında mahkemenin adı Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi olarak gösterildiği halde karar kelimesinin üzerine (KADASTRO SIFATIYLA) ibaresi eklenmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/1. maddesi gereğince kararı veren mahkeme adının doğru olarak gösterilmesi gereklidir. Dava, genel kadastro oluştuktan sonra yapılan işlemlerle ilgili olduğundan davaya kadastro mahkemesi sıfatıyla bakılması mümkün değildir.
Üstelik davacı tarafından el atmanın önlenmesi isteminde bulunulduğu gibi kadastrodan sonra oluşan durumla ilgili karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece dava dilekçesi ve dilekçedeki nitelendirme ve istem dikkate alınmaksızın davanın konusunun "tescil" davası olarak kararda gösterilmesi dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Bu nedenlerle davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken Kadastro Mahkemesi sıfatıyla ibaresinin eklenmesi yasal dayanağı bulunmadığından temyiz isteminin bu nedenle kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşması için takdir olunan 275.000.000 TL. avukatlık vekalet ücretinin davalı tarafından alınarak, duruşmada kendisini vekille temsil ettiren temyiz eden davacıya verilmesine, 23.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.