 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2003/10904
K: 2003/10119
T: 31.10.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZİLYETLİKLE KAZANMA
İYİNİYET
İçtihat Özeti: Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle iktisap için zilyedin iyi niyetli olması zorunlu değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
(4721 s. MK. m. 713)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 135 ada 18 parsel sayılı 13400 metrekare yüzölçü-mündeki taşınmaz vergi kaydı, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Mehmet adına tespit edilmiştir. Davacı Hanım, yasal süresi içinde çekişmeli parselin kendisi adına kullanan kişinin davalıya yaptığı satışın geçersiz olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin fen bilirkişisi krokisinde "A" harfi ile gösterilen 6700 metrekarelik bölümünün davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalının iyi niyetli olmadığı ve 20 yıliık zilyetlik süresinin dolmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemenin kabulü ve değerlendirilmesi dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Davalının 1977 yılından itibaren taşınmaza çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet olduğu kadastro tutanağının edinme sütununda açıkça belirtildiği gibi mahallinde yapılan keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıklar da aynı doğrultuda beyanda bulunmuşlardır. Kadastro tespiti 2001 yılında yapıldığına göre 20 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi ve gerekse Türk Medeni Kanununun 713. maddelerinde kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinmek için zilyedin iyi niyetli olması öngörülmemiştir. Zilyetlik eylemli bir durumdur. Zilyetlikle taşınmaz malı edinmek için zilyedin iyi niyetli olması da zorunlu değildir. Hal böyle olunca davanın reddine ve taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 31.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.