Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2002/75
K: 2002/1309
T: 14.2.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPU DIŞI SATIM TARİHİNDEN TESBİT TARİHİNE KADAR 10 YILLIK KAZANDIRICI ZİLYETLİK SÜRESİNİN GEÇMEMESİ
  • İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYETİN TAPUYA TESCİLİ
  • TEREKE TEMSİLCİSİNİN ÖZEL YETKİSİ YOKSA KABUL, SULH VE FERAGAT EDEMEZ
İÇTİHAT ÖZETİ: Kural olarak tapulu taşınmazların tapu dışı satımı resmi şekilde yapılması zorunlu ise de belirli şartların varlığı halinde Kadastro Kanununa göre tapu dışı satıma da geçerlilik tanımıştır. Bu bağıtta tapu dışı satım tarihinden sonra 10 yıllık süre dolmadan kayıt maliki tarafından elatmanın Önlenmesi davası açıldığından tapu dışı satıma değer verilemez.
Diğer yandan; tereke mümessili tayin edilen kişi vekil olan kişinin hak ve yetkilerine haiz olduğundan; özel yetkisi olmadan davayı kabul, feragat ve sulh olamaz. Bu kaideden hareketle tereke temsilcisinin davayı kabul etmesi miras şirketi yönünden de değer taşımayacağından davaya konu iki adet parselin payları oranında ve iştirak halinde mülkiyet şeklinde (A.O.) mirasçıları adına tapuya tesciline, muhtesatın ise davacı (H.C.A) adına kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K, m. 13/B-b)
(743 s. MK. m. 640-581.)
(1086 s, HUMK. m. 63)
 
Taraflar arasında kadastro teshilinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle, "Davacı Ali tarafından davalılar Hacı Cafer, Hızır, Sefer, Osman, Hacı aleyhine tapu kaydına dayalı olarak tesbit gününden önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarıldığına ve tutanaklarla bileştirdiğine göre aktarılan davanın tüm taraflardın duruşmaya çağrılması, taraf oluşturulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli 108 ada 30 nolu parselin davalı Nazik, 31 parselin Penbe, 32 parselin Makbule, 33 nolu parselin fen bilirkişinin 23.6.1997 tarihli krokili raporunda A harfi ile gösterilen 1022.88 metrekarelik kısmının Ali mirasçıları adına, geri kalan 15.000 metrekarelik kısmının Hacı Cafer adına, 34 nolu parselin Sefer mirasçıları adına ve 108 ada 35, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85 ve 86 nolu parsellerin davacı-davalı Ali mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Ali mirasçılarından Yavuz, Tülay, Özlem, Göksal ile Hacı Mehmet vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz istemi 108 ada 33 sayılı parsele ilişkindir. Temyize konu olan taşınmazın Ali adına kapuda kayıtlı bulunduğu tartışmasızdır. Kural olarak tapulu taşınmazların tapu dışı satımını öngören sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunludur. Ancak, belirli şartların varlığı halinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde tapu dışı satıma geçerlilik tanımıştır. Tapu dışı satım 1978 yılında yapıldığı halde kayıt maliki tarafından Kanunda öngörülen 10 yıllık süre dolmadan ve 1985 tarihinde elatmanın önlenmesi davası açıldığı belirlenmiştir. El atmanın önlenmesi davası açılmış ve dava konusu taşınmazla ilgili tutanak düzenlenmiş olmakla, bu dava Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Tapu dışı satımın geçerli hale gelmesi için gerekli olan 10 yıllık süre dolmadan kayıt maliki tarafından elatmanın önlenmesi davası açıldığına göre tapu dışı satıma değer verilmesi mümkün değildir.
Mahkemece ayrıca Ali tereke mümessili Göksal'ın yargılama sırasında davayı kabul etmesi hükme dayanak yapılmıştır. Türk Kanunu Medenisinin 640. maddesi uyarınca tereke mümessili olarak tayin edilen kişi vekil olan kişinin hak ve yetkilerine haiz bulunmaktadır. Bu nedenle tereke temsilcisi özel yetki verilmedikçe Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 63. maddesi uyarınca davayı kabul edemez, davadan feragat edemez ve davada sulh olamaz. Terekeye temsilci atanmasına ilişkin kararda vekile davayı kabul etmesi için özel yetki verilmemiş olduğundan, tereke temsilcisinin davayı kabul etmesi miras şirketi yönünden hukukça değer taşımaz. Bu nedenle dava konusu 108 ada 33 sayılı parselin payları oranında ve iştirak halinde mülkiyet şeklinde Ali mirasçıları adına tapuya tesciline ve taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacı Hacı Cafer'e ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Bankalar hukuku] go to this web-site 
  • 17.06.2025 10:32
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini