 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2002/4158
K: 2002/3665
T: 30.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
· ÖNCEDEN KADASTROSU YAPILAN YERLERİN 2. DEFA KADASTROSU YAPILAMAZ
İÇTİHAT ÖZETİ: 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddesi "evvelce tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler 0ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa ikinci kadastro bütün sonuçlan ile hükümsüz sayılır. Medeni Kanunun 934. Maddesi gereğince işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastro Tapu Sicil Müdürlüğünce resen iptal edilir."
(743 s. MK. m. 934)
(3402 s. Kadastro K. m. 22/1, 5, 27)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
1956 yılında kesinleşen K.... Köyünün kadastro çalışmaları sırasında 50 sayılı parselin kapsadığı alan ile bu Köyle sınır olan G.... ilçesinin 1963 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sırasında 296 parsel (ifrazen 1097, 1624 ve 1625 parseller)'in kapsadığı alanların kısmen çakıştığının ve aynı yer ile ilgili mükerrer tapu kaydının olduğunun anlaşılması üzerine G... ilçesinde 1963 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları ikinci kadastro kabul edilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 ve eski Medeni Kanunun 934. maddeleri gereğince işlem yapılmış ve aynı zamanda G.... ilçesi Ş.... Mahallesinde 2859 sayılı Kanun gereğince yenileme çalışmaları yapılmıştır. Yenileme çalışmaları sırasında 132 ada 29 parsel olarak 11.500 metrekare yüzölçümüyle tespit edilen taşınmaz tutanağı, bu taşınmaz hakkında Medeni Kanunun 934 ı in u idesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığından bahisle Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 2859 sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme işlemi ikinci kadastro niteliğinde kabul edilerek bütün sonuçlarıyla iptaline, daha önceki tapulama çalışmalarında 1625 parsel numarası verilen taşınmazın tespitinin aynen devamına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ile Kadastro Müdürlüğü tarafından birlikte temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/1. maddesi "evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa ikinci kadastro bütün sonuçları ile hükümsüz sayılır ve Medeni Kanunun 934. maddesi gereğince işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastro Tapu Sicil Müdürlüğünce re'sen iptal edilir." hükmünü öngörmektedir.
Çekişmeli parselin bir bölümü 1955 yılında yapılan ve 1.2.1956 tarihinde kesinleşen K.... Köyü 50 sayılı parsel kapsamında kaldığı, bu bölümle ilgili olarak ikinci kez 1962 yılında yapılan ve 16.4.1963 tarihinde kesinleştiği belirlenen 296 sayılı parselin tespit olunduğu belirlenmiştir. 1962 yılında yapılan ve 16.4.1963 yılında kesinleştiği anlaşılan kadastronun mükerrer ve ikinci kadastro olduğu açıktır. Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından Medeni Kanunun 934 ve Kadastro Kanununun 22/1. maddesi gereğince ikinci kadastronun iptal olunması isabetlidir.
ilgilisi tarafından Tapu Sicil Müdürlüğünün işlemine karşı dava açılmış ise de, bu dava yürütülmediğinden ve olumlu sonuçlanmadığından Tapu Sicil Müdürlüğü'nün ikinci kadastronun iptaline ilişkin işlemi kesinleşmiştir.
2859 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışma uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava ikinci kadastronun iptaline ilişkin idari bir işlemle ilgili olduğundan Kadastro ekibi tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5 ve 27. maddeleri gereğince yenileme paftasında parsellerin yüzölçümlerinin açık bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle, 2859 sayılı Kanun uyarınca Kadastro Müdürlüğü tarafından olağan işlemlerin yapılması için tutanak ve eklerinin Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, 30.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.