 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E : 2002/13130
K : 2002/12945
T : 24.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU
- SÖZLEŞMENİN İHLALİ NEDENİYLE HAPİS
- CEZASI VERİLEMEYECEĞİ
- ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN İCRA CEZA
- HUKUKUNA ETKİSİ
2004 s.İİK/340
2709 s. Anayasa/38
1412 s. CMUK/343
Taahhüdü ihlal suçundan sanık A. F.'m İİK.nun 340. maddesi gereğince 1 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Tavşanlı İcra Ceza Mahkemesinin 8.10.2001 gün ve 2001/749 esas, 2001/859 sayılı kararı ve dosyası incelendi.
Sanığın ödeme taahhüdünü içeren 5.7.2001 tarihli icra tutanağında ödenecek toplam borç miktarının bütün ferileri ile birlikte hesaplanıp açıkça gösterilmemiş olması karşısında taahhüdün hukuken geçerli olmadığının, ayrıcı 4709 Sayılı Kanun'un 15. maddesi ile Anayasanın 38.maddesine eklenen hüküm doğrultusunda sanığın hangi neden veya nedenle borcunu yerine getirmediğinin araştırılarak hukuki durumun belirlenmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın CMUK'nun 343. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 11.12.2002 gün ve 51980 sayılı yazılı emirlerine atfen Yargıtay Cumhuriyet haşsavcılığının 19.12.2002 gün ve Y.E.2002/192233 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla gereği düşünüldü:
4709 Sayılı Kanunla Anayasanın 38. maddesinin son fıkrasına "Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonamaz." Hükmü eklenmiş, bu hüküm 17.10.2001 pün ve 24556 Sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın açık hükmü karşısında sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyen kişilere yaptırım olarak hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi mümkün değildir. Sanık ile şikayetçi arasındaki temel ilişki sözleşme hukukunda kaynaklanmaktadır. Anayasa hükmünün üstün norm olması, sonradan yürürlüğe girmesi, yaptırım yönünden sanık lehine düzenleme yapılmasını zorunlu kılması karşısında kanun koyucu tarafından yeni hüküm doğrultusunda yasal düzenleme yapılmasının beklenmesi ve sonucuna göre uygulama yapılması gerekir. Ancak; 5.7.2001 tarihli taahhüt tutanağında toplam borç miktarı tüm ferileri ile birlikte açıkça gösterilmediğinden sanığın taahhüdünün hukuken geçersiz olduğu ve atılı suçun oluşmayacağının gözetilmemiş olması isabetsiz bulunmaktadır.
Yargıtay C. Başsavcılığının yazılı emre atfen düzenlediği tebliğname yerinde görüldüğünden Tavşanlı İcra Ceza Mahkemesinden verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılan 8.10.2001 gün ve 2001/749 esas, 2001/859 sayılı kararının CMUK'nun 343. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmolunan cezanın çektirilmemesine, dosyanın Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.12.2002 gününde oy birliği ile karar verildi.