 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E : 2002/11609
K : 2003/231
T : 04.02.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- FER'İ ZİLYETLİK
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİNE
- DAYANILARAK İKTİSAP
3402 s. KadastroK/14
Taraflar arasında kadastro teshilinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden İ. D. vekili Avukat H.B. H. ile aleyhine temyiz istenilen B.Ö. geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 174 ada 37 parsel sayılı 1681,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı aynı ada 38 parsel sayılı 2287,70 metrekare yüzölçümündeki taşınmazla birlikte harici taksim, hibe ve satın alma nedeniyle davalı B. Ö. adına tespit edilmiştir. Davacı, 37 nolu parselin taksimen anası Ayşe'ye kaldığı ve miras yoluyla kendisine intikal ettiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine çekişmeli parselin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli parselin öncesinin tarafların miras bırakanı Ümmü'ye ait olduğu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık miras bırakanın terekesinin paylaşımı sonucu dava konusu 37 sayılı parselle birlikte kuzeyinde bulunan 38 sayılı parselin bir bütün olarak davalının babası H. Ö.'e isabet edip etmediği, konusundadır.
Davacı H. İ. D., dava konusu 174 ada 37 sayılı parselin kök miras bıraktın Ümmü'ye ait iken paylaşım sonucu annesi A. D.'e düştüğünü ve Ondan kendisine intikal ettiğini, bu taşınmazın kuzeyinde bulunan 38 sayılı parselin ise paylaşım sonucu davalının babası Hüseyin'e isabet ettiğini Onun hibesiyle eşi Fatma'ya onun da satımıyla davalı B. Ö.'e ait olduğunu ileri sürmüştür.
Dinlenen bilirkişi ve tanıklar ve özellikle tarafların müşterek yakınları bulunan H. D. açıkça paylaşım sonucu taşınmazın A. D.'e kaldığını ve ondan davacıya geçtiğini bildirmişlerdir. Ayrıca, davalı B. Ö. taşınmazı annesi F.Ö."ten İnsaniye Noterliğince düzenlenen 26.11.1981 gün 1381 yevmiye numaralı düzenleme suretiyle zilyetliğin devri satış senedi başlığını taşıyan senette satışa konu olan taşınmazın miktarının bir dönüm olarak gösterildiği ve güney sınır olarak da "H. D.'in" yazılı olduğu belirlenmiştir. Davalının satın aldığı senette çekişmeli 37 sayılı parsel yönü açıkça H.D. olarak davacıyı okumaktadır. Bu durumda davalının 37 sayılı parseli de satın aldığı kabul edilemez. Senedin kuzeydeki 38 sayılı parsele ait olduğu ise tartışmasızdır. Öte yandan davalı B.Ö.'ün dayandığı senedin komşu olarak H.D.'i sınırdaş olarak göstermesi ve senedin bir dönüm miktarında olduğunun belirtilmiş olması bu bölüm üzerindeki zilyetliğin feri nitelikte olduğunu göstermektedir. Feri zilyettlik iktisap sağlamaz. Kaldı ki, davalının bu bölüm üzerindeki zilyetliğinin 1981 yılında başladığı ve kadastro tespit tarihine kadar 20 yıllık sürenin de geçmediği görülmektedir. Bir başka anlatımla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesinde öngörülen zilyetlik şartları davalı yararına oluşmamıştır. Davalının 26.11.1981 tarihli noter senedinin tasdikli örneğini tahrifat yapmış olarak kullanması da sonuca etkili olmayıp onun yararına hukuki bir sonuç doğurmaz. Bu nedenle açılan ceza davasının sonucunun beklenmesine de gerek bulunmamaktadır. açıklanan nedenlerle tesbitin iptaliyle dava konusu 174 ada 37 sayılı parselin tamamının davacı adına tescile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan teyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, yargıtay duruşması için takdir olunan 275.000.000 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine 4.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.