 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 2001/2682
K: 2001/2764
T: 17.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.264,268
1086/m.236
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
KARAR : Kadastro sırasında 104 ada, 14 parsel sayılı 24.906.47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla intikal, taksim, harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Veysel adına tespit edilmiştir. Davacı Hüseyin, yasal süresi içinde miras hakkı olduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında Halil, Sultan ve Esme miras haklan bulunduğuna ve kazandırıcı zamanışımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı Veysel adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hüseyin, müdahil Sultan ve Esme tarafından temyiz edilmiştir. Davacı Hüseyin ve müdahil Sultan'ın temyiz istemi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesi gereğince red edilmiş, davacı Hüseyin bu kararı süresi içerisinde temyiz etmiştir.
1- Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, kök miras bırakan Ali'nin taşınmazı torunu olan davalı Veysel'e bağışladığı saptandığına göre Esme'nin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Davalı Hüseyin'in temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece 27.3.2001 tarihli kararla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde gösterildiği adresle tebligat adresinin farklı olduğu, tebliğ yapılan kişi ile aynı çatı altında oturduğu kanıtlanamadığından temyiz itirazının süre yönünden reddine ilişkin hükmün bozulmasına ve hükmün esastan incelenmesine karar verilerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve taşınmazın miras bırakan tarafından torunu Veysel'e bağışlandığı sabit olduğuna göre davacının sair temyiz itirazlan yerinde değildir. Ancak; mahallinde yapılan 8.9.1989 gün 1989/31-30 sayılı tespit işlemi sırasında davalı Veysel'in babası bulunan Mehmet'in taşınmazı 3'e paylaştırdığını, ev yapılmakta olan bölümü davacıya verdiğini açıkça belirterek tutanağı imzalamıştır. Davalı Veysel 1975 doğumlu olup 1989 yılında reşit olmadığından babasının beyanı velayeten davalıyı bağlamaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 236. maddesi gereğince, mahkeme içi ikrar kesin delil niteliğindedir. Mahkemece ikrarda öngörülen paylaştırma durumu dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken bu husus göz önünde tutulmaksızın yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de; kadastro davasının tespit malikine karşı açılması ve yürütülmesi gerekir. Tespit maliki olmayan Mehmet aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, taşınmaz üzerinde bulunan ve davacıya ait olduğu anlaşılan muhtesatla ilgili hüküm kurulmaması da isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.5.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.