 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/4717
Karar no: 2001/361
T:7.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAŞINMAZLARIN KÖK MİRAS BIRAKANDAN KALMASI
- HARİCİ TAKSİM SÖZLEŞMESİNİN KANITLANMASI
- TAKSİMİN YAPILMADIĞINA DAİR MAHKEME İLAMI
Karar Özeti: Çekişmeli parsellerin kök miras bırakandan kaldığı konusunda anlaşmazlık yoksa da; davalılar 1950 tarihli taksim senedi ibraz ettikleri, bunun usulüne uygun tanzim edilmediği gibi, taksimin yapıldığını, tarihini ve kimlere (davacılara) ne miktar taşınmaz verildiğimde kanıtlayamamışlardır. Asliye Hukuk Mahkemesinden alman ilamda da terekenin taksim edilmediği yönündedir.
Bu nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının reddi ile, davaya konu parsellerin, murisin mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 297)
(743 s. MK. m. 581, 583, 586, 589, 611)
(3402 s. Kadastro K. m. 15)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında dava konusu taşınmazlar kök muris Derviş'e ait 1936 tarihli vergi kayıtları, harici taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı taraf adına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacılar Dudu ve Kadın, yasal süresi içinde taşınmazların taksim edilmediği iddiasıyla tüm Derviş varisleri adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parsellerin payları oranında Derviş mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekili tarafından ileri sürülen usuli nedenler sonuca etkili olmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428/son maddesi gereğince bozma nedeni yapılmamıştır. Çekişmeli parsellerin tarafların kök miras bırakanı Osman oğlu Derviş'den kaldığı tartışmasızdır. Davalıların dayandıkları 22.10.1950 tarihli senette her bir mirasçıya verilen menkul ve gayrimenkuller ayrı ayrı belirtilmediği gibi bütün mirasçıların senet düzenlemesine usulen katıldıkları da kanıtlanamamıştır. Öte yandan, senet Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun düzenlenmemiş, harici taksim olgusu bilirkişi ve tanıklar tarafından da somut şekilde açıklanmamıştır. Ayrıca satın alma tarihi itibariyle 3. şahıs konumundaki davalılar yönünden zilyedlikle mülk edinme koşulları tespit gününe kadar oluşmamıştır. Davalılar taksim olgusuna dayandıklarına göre taksimin varlığını, tarihini, bütün mirasçılara ve özellikle davacılara nelerin verildiğini kanıtlamak zorunda oldukları halde bu yönde yeterli ve kabule şayan delil bildirmemişlerdir. Aksaray Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 13.6.1985 tarih, 1985/363 esas 403 sayılı kararıyla kök murisin terekesinin paylaşılamadığı kabul edilmiştir. Kesinleşen karar taksimin yapılmadığı hususunda güçlü delil oluşturur. Açıklanan ve Mahkeme kararında gösterilen gerekçelerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), Yargıtay duruşması için belirlenen 65.000.000 TL vekalet ücretinin, temyiz edenlerden alınarak kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, 7.2.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.