 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas no: 2000/2277
Karar no: 2000/2595
Tarih: 13.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- VAKFİYENİN KAPSAMI TAPU NİTELİĞİNDE OLMAYANLARIN ZİLYETLİKLE KAZANILMASI
- HAYRATTAN OLMAYAN VAKIFLAR
- SİCİLDEN GELEN ESKİ TAPU KAYITLARININ TEDAVÜLLERİNİN ARAŞTIRILMASI
Karar Özeti: l- Parsellerin dava konusu krokinin kapsamında kaldığından davaların birleştirilmesi gerekir.
2- Ayrıca vakfiyenin niteliği ve kapsamı belirlenmeli, hayrattan olmayan ve tapu niteliğinde bulunmayan taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olup olmadığı da tartışılmalıdır.
3- Öte yandan, davalılar, sicilden intikal eden eski tarihli tapu kayıtlan ile bunların tedavüllerine dayandıklarına göre, tedavil edip etmediği araştırılmalı, sınırlan açıklattırılmalı, bilinmeyen yönlerinin tesbiti için tanık dinlenmeli bu kayıtların öncesinin vakıf olması nedeniyle vakfiye kapsamında kalan davalı tapularının kapsamı belirlenmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c, 20, 14, 27, 30)
(743 s. MK. m. 639, 645)
(1086 s. HUMK. m. 43)
Taraflar arasında kadastro teshilinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu; gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında dava konusu taşınmaz genel mahkemede davalı olduğundan söz edilmeksizin Temmuz 313 tarih, 20 ila 29 nolu tapu kayıtlarına, tapu dışı satın almaya, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir. Hazine ve üçüncü şahıslar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve yargılama sırasında birleştirilen tescil ve meni müdahale davaları Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü "Yemen Fatihi G.... S.... Paşa Vakfına" ait 6. Recep 994 H (1585 m.) Vakfiye'ye dayanarak davaya katılmıştır. Kadastro Mahkemesinde davalar tefrik edilerek yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazın Sinan Paşa'ya ait Vakfiye kapsamında kaldığı ve Hazinenin davasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine, müdahil Vakıflar İdaresi'nin davasının kabulüne, taşınmazın G.... S.... Paşa Vakfı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan davanın konusunu oluşturan parsellere ait davaların birleştirilerek görülmesi zorunludur. Bu nedenle, Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılama sırasında düzenlenen 2.8.1958 ve 15.11.1961 tarihli krokilerin kapsamında kalan taşınmazların kesin olarak belirlenmesi ve krokilerin kapsamında kalan taşınmazlara ait davaların birleştirilerek görülmesi gerekirken tefrik kararı verilerek hüküm kurulması doğru değildir.
Ayrıca, Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Vakfiyenin kapsamı ve niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Vakfiyenin tapu niteliğinde olup olmadığı yeterli şekilde ve üç kişilik uzman bilirkişi ile araştırılmamış, Vakfın cinsi kesin olarak belirlenmemiştir. 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 41. maddesi gereğince doğrudan hayrat olmayan ve vakıfnamesi tapu niteliğinde bulunmayan taşınmazların zilyetlikle kazanılması mümkündür. Hazine tarafından tescil davasının 12. 6. 1950 Hüsnü ve arkadaşlarının elatmanın önlenmesi davasının ise 25. 6.1951 tarihlerinde açıldığı belirlenmiştir. Davadaki değerlendirmelerin dava tarihlerine göre yapılması zorunlu bulunmaktadır. Medeni Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin 903 sayılı Kanun kazanılmış hakları ortadan kaldırmadığından olayda Medeni Kanunun 81/B maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu nedenle, öncelikle taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli olup olmadığı saptanmalı, dava tarihine kadar zilyetlikle iktisap şartlarının kişiler yararına oluşup oluşmadığı tartışılmalıdır.
Davalılar Mart 1296 tarih 31 ila 40 numaralı sicilden intikal eden Temmuz 1313 tarih, 20 ila 29 numaralı tapu kayıtları ile bunların tedavül kayıtlarına dayanmışlardır. Mahkemece davalı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının Kadastro sırasında revizyon görüp görmediği Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulmamış, başka parsellere revizyon görüp görmediği belirlenmemiştir. Davalıların dayandıkları tapu kayıtları yerel bilirkişi kurulu aracılığı ile usulen uygulanmamış, kayıtların sınırları ayrı ayrı bilirkişilere açıklattırılmamış, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar yönünden davalılara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmamıştır. Davalı tapuları incelendiğinde bu kayıtların öncesinin S.... Vakfından geldiği görülmüştür. Öncesinin Vakıf olması nedeniyle Vakfiye kapsamında kalan davalı tapularına sınırların niteliğine göre kapsam belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır. Mahkemece bu yönde yeterli araştırma yapılmaksızın hüküm kurulması da doğru değildir.
Açıklanan şekilde deliller toplandıktan sonra uygulama yapılarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Yargıtay duruşması için belirlenen 65.000.000 TL. avukatlık ücretinin aleyhine temyiz olunandan alınarak duruşmada kendisini vekille temsil ettiren davacı Hazine'ye verilmesine, 13.6.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.