 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1999/706
K:1999/781
T:11.3.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAYIT MALİKİNİN ÖLÜM TARİHİNDEN TESBİT
TARİHİNE KADAR 20 YILLIK SURENİN GEÇMESİ
KAYDIN HUKUKİ DEĞERİNİ YİTİRMESİ
KAYDIN TEDAVÜL (Münakale) GÖRMESİ
VERGİ KAYDININ SABİT SINIRLI OLMASI
ÖZET:Davacıların tapu kaydı çekişmeli parselleri kapsamamıştır. Kaldı ki; tapu kaydı taşınmazlara ait olsa bile; davalıların taşınmazlara zilyet oldukları, tapu kaydı malikinin ölüm tarihinden dava ve tesbit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre geçtiği, tapu kaydının hukuki değerini yitirdikten sonra münakale gördüğü ve taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığı, öte yandan; davalıların dayandıkları vergi kayıtlarının sabit sınırlı olduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davalılar yararına oluştuğu yapılan keşif ve uygulama ile saptanmıştır. Bu nedenlerle taşınmazların davalılar adına tesciline karar verilmesi doğrudur.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c)
(743 s. MK. m. 639)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 421, 423 parsel sayılı 211250 ve 115.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacılar Aziz ve Çuça tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan elatmanın önlenmesi davası davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Davacı Hazine temsilcisi, 421 parsel için vergi kaydına, 423 parsel için tapu kaydı miktar fazlasına dayanarak tutanaklara itiraz etmiştir. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parseller tutanakları ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacıların davalarının reddine, çekişmeli 421 sayılı parselin hisseleri nisbetinde davalı Abdurrahman ve müşterekleri adlarına, 423 sayılı parselin hisseleri nisbetinde davalı Abdülaziz ve müşterekleri adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan Yusuf, Aziz vekili ile Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz eden davacıların tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsadığı saptanamamıştır. Kaldı ki, tapu kaydı taşınmazlara ait olsa bile davalıların taşınmazlara zilyet oldukları, tapu kaydı malikinin ölüm tarihinden dava ve tesbit tarihine kadar 20 yıldan fazla süre geçtiği, tapu kaydının hukuki değerini yitirdikten sonra münakale gördüğü ve taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-c maddesi gereğince tapu kaydının hukuki geçerliliğini yitirdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, davalıların dayandıkları vergi kayıtlarının sabit sınırlı olduğu, zilyetlikle mülk edinme şartlarının davalılar yararına oluştuğu Mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile saptanmıştır. Açıklanan ve Mahkeme kararında gösterilen diğer gerekçelere göre taşınmazların davalılar adına tesciline karar verilmesi isabetlidir. Hal böyle olunca, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), 11.3.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.