 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1999/4238
K: 1999/4113
T: 25.10.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
GENEL VEYA ÖZEL SULAR
SUYA ELATMANIN ÖNLENMESİ
KAYNAK ALANININ TESCİLİ
ÖZET : Dava, suya elatmanın önlenmesine ilişkin olduğuna göre; su kaynağının bulunduğu parselin tutanak aslı getirtilmeli, tarafların iddia ve savunmasına ilişkin tüm deliller toplanmalı, 3.HD. bozma kararı da göz önünde tutularak; su kaynağının genel veya özel su niteliğinde olup olmadığı; eğer özel su niteliğinde ise tescile tabi olduğu düşünülmeli, aynı parsele yönelik olarak açılan tüm davalar birleştirilerek; kaynak alanının tescili ile elatmanın önlenmesi yönünde hüküm kurulmalıdır.
(743 s. MK. m. 618, 679)
(1086 s. HUMK. m. 45)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Davacı, tapusuz taşınmazı içinde bulunan su kaynağına davalıların müdahalesinin önlenmesi istemiyle dava açmış, bu davaya İbrahim su kaynağında kendisinin de hak sahibi olduğunu belirterek, Mehmet ise davacı yanında müdahale etmişlerdir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nce davaya konu suyun genel su niteliğinde olduğuna işaret olunarak suyun kadim kullanma biçimine göre paylaşımının sağlanması gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak devam olunan yargılama sırasında, dava konusu su kaynağının bulunduğu taşınmazın kadastro sırasında 27 ve 28 parsel olarak tesbit edilip, tesbitlerinin kesinleşmiş olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Dava, suya elatmanın önlenmesine ilişkin olduğuna göre su kaynağının bulunduğu parselin tutanağının kesinleşmesi mümkün değildir. Bu nedenle tutanak asit bulunduğu yerden getirtilmeli, tutanak usulsüz kesinleştirilmiş ise; dayalı şerhi verdirilerek tescil iptal edilmeli, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanmalı, 3. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı da gözönünde tutularak kaynağın. bulunduğu parselin ve kaynak alanının tescili ile elatmanın önlenmesi istemi yönünden hüküm kurulmalıdır. Su kaynağı genel su niteliğinde ise tescile tabi değildir. Buna karşılık özel kaynak niteliğinde ise, tescile tabidir. Bu hususun kesin olarak saptanması gerekir. Öte yandan, Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan 1997/306 esas sayılı davanın da çekişmeli parselle ilgili olduğu belirtilmiştir. Aynı parsele yönelik olarak açılan tüm davaların birleştirilerek uyuşmazlığın birlikte çözümlenmesi zorunludur.
Mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın her iki davanın aynı parsele yönelik olup olmadığı saptanmadan davaların birleştirilmesine gerek olup olmadığı değerlendirilmeksizin ayrı ayrı görülmesi de doğru değildir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 25.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.