 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1999/3198
K:1999/3443
T : 28.9.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO DAVALARINDA USUL (DAVA SEBEP VE
DELİLLERİNİN DİLEKÇEDE BİLDİRİLMESİ)
DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI
UYUŞMAZLIĞIN ESASTAN ÇÖZÜLMESİ
ÖZET:Davacı tarafından dayanılan tapu kaydının örneği dilekçeye eklendiğine, tanıkların kimlikleri ve adresleri de belirtilmiş olduğuna göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 28/2)
(1086 s. HUMK. m. 409)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
kadastro sırasında 105 ada 20 parsel sayılı 6874. 77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı tarafından yasal süresinde dava açılmış, mahkemece yapılan tebligata rağmen dava sebep ve delillerini bildirmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak dava açılmış ise de, tapu kaydının numarası bildirilmediği gibi, tanıkların kimlikleri ve adresleri de açıklanmamıştır. Bu nedenle davacıya 3402 sayılı Kadastro Kanununun 28/2. maddesi gereğince tebligat yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacıya çıkarılan tebligat 15.3.1999 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafından 26.3.1999 tarihinde itiraz sebep ve delillerini bildiren dilekçe Kadıköy Nöbetçi Asliye Hukuk Hakimliği'ne verilmiş, davanın ilk oturumu 7.4.1999 tarihinde yapılmıştır. Davacı tarafından dayanılan tapu kaydının örneği dilekçeye eklendiğine, tanıkların kimlikleri ve adresleri de belirtilmiş olduğuna göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 28.9.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.