 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1999/2258
K:1999/2142
T:7.6.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TEREKENİN TAKSİM EDİLMEMESİ (İştirak Halinde Mülkiyet)
SENET İPTALİ DAVASI
TUTANAKLARIN KESİNLEŞMEMESİ
ÖZET:1- Bilirkişi, tanık beyanlarına ve diğer delillere göre bu parselin taksim edilmediği anlaşılmıştır. Muris'in ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan mirasçılardan birinin satışına değer verilemez. Bu parselin de payları oranında Halit T mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekir.
2- Senet iptali davası gayrimenkullerin mülkiyetini de etkilediğinden, bu hususta verilen tutanakların tanzim edildiği tarihte kesinleşmediğinden kadastro müdürlüğünün gönderme yazısı yasaya uygundur. Usul ve şekle ilişkin noksanlıklardan ötürü tutanaklar kadastro müdürlüğüne gönderilemez. Bu yönler dikkate alınarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanarak, sonuca göre esas hakkında hüküm kurulması gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 27/son)
(743 s. MK. m. 629, 581, 583, 586)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 133 ada 24 parsel sayılı 729, 18 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, miras yolu ile intikal,taksim ve satın alma yolu ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Mehmet adına tesbit edilmiştir. 105 ada 30,137 ada 35, 36,133 ada 23, 106 ada 24 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar ise Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilerek Kadastro Mahkemesine devir edilmiştir. Davacı Hasan miras yolu ile gelen hakka ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak 133 ada 24 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 133 ada 24 sayılı parsel yönünden davacı Hasan'ın davasının reddine ve bu parselin tesbit gibi davalı Mehmet adına tapuya tesciline,diğer parseller yönünden davanın açılmamış sayılmasına, tesbit işlerinin yapılması için tutanak ve eklerinin karar kesinleştiğinde Gönen Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hasan tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece dava konusu 133 ada 24 parselin taksim sonucu mirasçılardan Mehmet'e düştüğünü, Mehmet'in de 1987 yılında davalı Mehmete satıp zilyetliğini devrettiğini kabul ederek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, dinlenen bilirkişi ve tanıklar taşınmazın 1986 yılında ölen muris Halit'den kaldığını, ancak mirasçılar arasında taksim olup olmadığını bilmediklerini ve duymadıklarını beyan etmişlerdir. Mirasçılardan Mehmet'in bu yerde bir müddet oturması taksim olgusunun kesin karinesi olamaz. Bilirkişi, tanık beyanlarına ve dosyadaki diğer delillere göre bu parselin taksime konu olmadığı anlaşılmaktadır. Murisin ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan mirasçılardan birinin satışına değer verilemez. Bu parselin payları oranında Halit mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Diğer parseller hakkında tesbitten önce Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ve bilahare Asliye Hukuk Mahkemesine görev nedeniyle intikal eden ve taşınmazların alım ve satımı ile ilgili senet iptali davası bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu dava nedeniyle tutanakların malikhaneleri açık bırakılmış ve tutanaklar Kadastro Müdürlüğünce 13.7.1995 tarihli yazı ile Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Senet iptali davasının gayrimenkullerin mülkiyetini de etkilediği kuşkusuzdur. Bu hususta verilen karar tutanakların tanzim edildiği tarihte henüz kesinleşmediğinden Kadastro Müdürlüğünün gönderme yazısı yasaya uygun bulunmaktadır. Ayrıca, 3402 sayılı Yasa'nın 27/son maddesine göre usul ve şekle ilişkin noksanlıklardan ötürü tutanakların Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön dikkate alınarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dayandıkları delilleri sorulmak ve toplanmak, hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında hüküm kurulmak gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsiz temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 7.6.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.