 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1999/1856
K:1999/1804
T:13.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
*TAPU KAYITLARININ ÇAKIŞMASI
*GERÇEK HAK SAHİBİNİN TESBİTİ
*MİRASCILAR ARASINDA ZAMANAŞIMI İŞLEMEZ
ÖZET : Tapu kayıtlarının çakışması halinde önceki tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verilmesi doğru ise de; mirasçılar arasında zamanaşımı işlemediği gibi davacının zilyet olmaması nedeniyle tapu kaydı hukuki kıymetini kaybetmediğinden, kadastro hakimi gerçek hak sahibini belirlemek zorunda olduğu için, itibar edilen kayıt malikleri ile taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisi belirlenerek tescil kararı verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 11, 20, 30/2)
(743 s. MK. m. 638, 630, 639, 931)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu parsele komşu parsellere ait kadastro tutanakları ile dayanağı belgeleri getirtildikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız yerel bilirkişi ve teknik bilirkişinin huzuru ile yeniden keşif ve uygulama yapılması, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının gereği gibi yerine uygulanması, davacı tapu kaydında yazılı sınırların yerel bilirkişiye sorulup arazi üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi, teknik bilirkişiye haritasında işaret ettirilmesi, komşu parsellerin tutanakları içeriği ve dayanağı belgelerle yerel bilirkişi sözlerinin denetlenmesi, keşfi izlemeye elverişli şekilde teknik bilirkişiden haritalı rapor alınması, ondan sonra deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli parselin hisseleri nispetinde Şaban ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan Mehmet Salih, Naşit ve Tahsin vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Bu nedenle Hakim 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi gereğince gerçek hak sahipleri adına tescile karar vermekle yükümlüdür. Taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmaktadır. Hasan mirasçıları Mayıs 1324 tarih 1 numaralı tapu kaydından irsen intikal ve pay satın almaya dayanarak dava açmışlardır. Davalı Zeliha mirasçıları ise 1957 yılında alınan tescil tapusuna ve miras ilişkisine dayanmışlardır. Mahkemece tapu kayıtlarının çakıştığı doğru olarak saptanmıştır. Kayıtların çakışması halinde önceki tarihi taşıyan ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verilmesi isabetlidir. Bu nedenle davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece tescil tapusuna değer verilmemesi doğru ise de; davalılar aynı zamanda irsen pay talebinde bulunmuşlardır. Mirasçılar arasında zamanaşımı işlemediği gibi davacı tarafın zilyet olmaması nedeniyle tapu kayıtlarının hukuki değerini yitirdiği de kabul edilemez. Hal böyle olunca, kayıt malikleri ile taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisi saptanmalı, davacıların aldıkları paylar belirlenerek satın alınan paylar ve miras payları eklenerek payları oranında davacılar adına, geri kalan paylar ise payları oranında diğer mirasçılar adlarına tescil olunmalıdır. Tüm mirasçıların paylarının Hasan'a satıldığı saptanmadan taşınmazın tamamının Hasan mirasçıları adlarına tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 13.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.