 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/977
Karar No : 1998/1269
T 27.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GENEL KADASTRO İLE OLUŞAN TAPUNUN, TAPU KAYDINA
DAYANARAK AÇILAN İPTALİ DAVASI
TUTANAKLARIN KESİNLEŞTİĞİ TARİHTEN
İTİBAREN 10 YILLIK SÜRENİNGEÇMEMESİ
ÖZET : Dava görülmekte iken davacı, mü dahil olarak davaya katılmıştır. Müdahalenin tespitten 10 yıl geçtikten sonra yapılması sonuca etkili değildir. Zira, parsel davaya konu olduğuna göre tutanak kesinleşmemiştir. Tutanak kesinleşmediğinden 10 yıllık hak düşürücü sürede başlamadığından tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesine karar verilmesi gerekir.
(3402 e. Kadastro K. m. 12(3)
Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro Mahkemesince Fatma adına tesciline karar verilen Köyü 425 parsel için Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında müdahale talepleri yönünden görevsizlik kararı verilen davacılar vekili 425 nolu parselin güney kısmından 9,204 metrekarelik kısmının vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dava görülmekte iken davacı, mü dahil olarak davaya katılmıştır. Müdahalenin tespitten 10 yıl geçtikten sonra yapılması sonuca etkili değildir. Zira, parsel davaya konu olduğuna göre tutanak kesinleşmemiştir. Tutanak kesinleşmediğinden 10 yıllık hak düşürücü sürede başlamamıştır. Bu itibarla tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.