 |
T.C.
YARGITAY,
16. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1005
Karar No : 1998/868
Tarih : 27.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İHYA EDİLEN TAŞINMAZLAR
TESBİT TARİHİNDEKİ DURUM
KARAR ÖZETİ: Kadastro Hakimi tesbit tarihindeki geometrik ve hukuki durumu belirlemek ve buna göre karar vermekle yükümlü olduğundan, ihya edilen taşınmazlarla ilgili dava lada tesbit tarihinden çok sonra onaylanıp uygulanmaya başlayan imar plan değil, tesbit tarihindeki imar planı mahallinde uygulanarak taşınmazın imar planı kapsamında halen bölümü Hazine adına kapsam dışı bölümünde davalı adına tesciline karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 17, 18)
(3194 s. İmar K. m. 11)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davalının imar ve ihya yoluyla zilyetliğe dayandığı ve 3402 sayılı Yasanın 17. maddesine uygun araştırma yapılmadığı açıklanarak, idareden imar planının getirtilmesi, uzman bilirkişi aracılığıyla yöntemine uygun şekilde yerine uygulattırılması, imar planı içinde kaldığı saptandığı takdirde Kadastro Kanunu'nun 17/1. maddesi hükmünün uygulanamayacağı dikkate alınarak toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, çekişmeli parselin 1875 metrekarelik kısmının Hazine adına tesciline, 826 metrekarelik yer için davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillere göre tarafların diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak Kadastro Hakimi tesbit tarihindeki geometrik ve hukuki durumu belirlemek ve buna göre karar vermek durumundadır. Hal böyle olunca; taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde yazılı şartların zilyedi yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılırken tesbit tarihinde uygulanan imar planının esas alınması gerekir. Tesbit tarihinden sonra değişikliğe uğrayan imar planının tarafların hukuki haklarına etki etmesi düşünülemez. Kadastro tespiti 1985 tarihinde yapılmış olup, hükme dayanak yapılması gereken imar planı o tarihte uygulanmakta olan 1984 onay tarihli imar planıdır. Tesbitten çok sonra (1989 tarihli) onaylanıp uygulanmaya başlayan imar planı esas' alınmak suretiyle hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Bu nedenle; mahkemece 1984 tarihli imar planının mahalline uygulanıp, taşınmazın plandaki konumunun belirlenmesi, taşınmazın imar planı kapsamında kalan bölümü var ise bu bölümün Hazine adına, İmar planı kapsamı dışında kalan bölümün de davalı adına tesciline karar verilmesi gerekir. Belirtilen şekilde araştırma ve uygulama yapılmadan karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.