 |
T. C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/497
Karar No : 1997/305
Tarih : 30.1.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
KADASTRO HAKİMİ DOĞRU SİCİL OLUŞTURMAKLA
YÜKÜMLÜDÜR
TESCİLE KARAR VERİLEN BÖLÜMLERİN KARARDA
GÖSTERİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Kadastro Hakimi doğru ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde sicil oluşturmakla yükümlüdür.
Mahkemede, bilirkişi raporuna atıfta bulunarak hüküm kurulurken davalılar adına tescile karar verilen bölümlerinmiktarının gözetilmemesi, ayrıca bu bölümlerin raporda da hesaplanmamış olması doğru olmadığı gibi, taşınmazın geometrik durumunda değişiklik yapıldığı halde, bunu gösterir krokinin kararla birlikte taraflara tebliğ edilmemesi yasaya aykırıdır.
(3402 s. Kadastro K. m. 28, 29, 30)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 245 parsel sayılı 24900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kimin zilyedinde olduğu bilinemediğinden ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. 3. şahısların itirazı üzerine Kadastro Komisyonunca taşınmazın payları oranında Fatma ile Hamza adlarına tesciline karar verilmiştir. Davacı Hazine temsilcisi, ilk tesbitin doğru olduğunu, komisyon kararının iptali ile taşınmazın Hazine adına tescilini isteyerek dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin bölümler halinde davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcileri tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillere göre Hazine temsilcisinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak: Kadastro Hakimi doğru ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde sicil oluşturmakla yükümlüdür. Sicil oluşturulurken taşınmazın kim veya kimler adına, hangi hisseler oranında ve ne miktar ile tescil edileceğinin kararın hüküm fıkrasında açıkça belirtilmesi gerekir. Mahkemece 25.10.1996 tarihli bilirkişi raporuna atıfta bulunularak hüküm kurulurken davalılar adına tescile karar verilen bölümlerin miktarının gösterilmemiş bulunması ve ayrıca bu bölümlerin raporda da hesaplanmamış olması isabetsiz olduğu gibi, taşınmazın geometrik durumunda değişiklik yapıldığı halde bu değişikliği gösterir krokinin kararla birlikte taraflara tebliğ edilmemiş bulunması da usul ve yasaya aykırı, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 30.1.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.