 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1997/4586
K. 1997/5130
T. 18.11.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU DIŞI YAPILAN PAYLAŞIM
PAYLAŞIMIN BOZULMAMASI
KAMULAŞTIRMANIN PAYLAŞIMDAN SONRA YAPILMASI
KARAR ÖZETİ: Tapu dışı sözleşme yapılıp paydaşlar kendilerine düşenyerleri kullanmaya başladıktan sonra, tapudaki payın bir başka kişiye temliki geçerli sözleşmenin bozulmasına neden olmaz. Satın alan kişi, kendisine pay satan kişinin halefi olduğundan, tapu dışı paylaşım onun yönünden de bağlayıcıdır. Satım her türlü delille kanatlanabilir.
Bu olgular nedeniyle de, paylaşımdan sonra yapılan kamulaştırmada da, bedel ödenip ödenmemesi durumunun paylaşımı bozup bozmayacağı değerlendirilerek tartışmalı ve davalılara kanıtlama olanağı sağlanmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 15,1)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 126 ada 1 parsel sayılı 3394, 70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kayıtları nedeniyle müştereken davacılar ve davalılar adına (davacılar ile davalı izzet'e ait evler beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle) tespit edilmiştir. Davacılar taşınmazın taksimen kendileri ile davalı İzzet'e düştüğü iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli parselin tespit gibi taraflar adına tesciline karar verilmiş; hüküm; davacılar ile davalılardan İzzet Çekişmeli parselin paydaşlar arasında 1963 yılında haricen ve rızaen paylaşıldığı ve paydaşlar tarafından kendi bölümleri üzerine bina inşa edildiği ve taşınmazın paylaşıma uygun olarak kullanıldığı toplanan deliller ve tüm dosya münderecatından anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/1. maddesi gereğince taksim olgusunun her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Mahkemece taksim yapılmadığına ilişkin kabul dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira, keşif yerinde dinlenilen tüm bilirkişi ve tanıklar taksimi doğruladıkları gibi, eylemli durumda taksimi açıkça göstermektedir. Dava konusu olayda ayrıca harici paylaşımın bozulup bozulmadığının değerlendirilmesi de gerekmektedir. Tapu dışı paylaşım tarafların iradesinin birleşmesi ile oluşan bir sözleşmedir. Ancak, sözleşmelere ilişkin genel hükümler uyarınca bozulabilir ve değiştirilebilir. Tapu dışı sözleşme yapıldıktan ve paydaşlar kendilerine düşen yerleri kullanmaya başladıktan sonra tapudaki payın bir başka kişiye temliki geçerli sözleşmenin bozulmasına neden olamaz. Satın alan kişi bu olguyu bilerek satın alması nedeniyle kendisine pay satan ve paylaşımın tarafı olan kişinin halefi durumunda olduğundan tapu dışı paylaşım onun yönünden de bağlayıcıdır. Bu itibarla tapudan pay satımı tapu dışı paylaşımı ortadan kaldıramaz. Paylaşım sonucu davacıya isabet eden bölümün 1969 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırmaya konu olduğu anlaşılmaktadır. Tapu kaydında malik gözüken paydaşlar adına tahakkuk ettirilen kamulaştırma bedelinin, yeri kamulaştırılan Sabri'ye ödenip ödenmediği, bu konuda vekalet verilip verilmediği Mahkemece araştırılmamıştır Davalılara bu yönde kanıtlama olanağı sağlanmalı, paylaşımdan sonra yapılan kamulaştırmanın ve bedel ödenip ödenmemesi durumunun paylaşımı bozup bozmayacağı değerlendirilmeli ve tartışılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 18.11.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.