 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3603
Karar No : 1997/3565
Tarih : 15.9.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
TAPU DIŞI SATIM TARİHİNDEN TESBİT TARİHİNE
KADAR 10 YILLIK SÜRENİN GEÇMESİ
KARAR ÖZETİ:Çekişmeli taşınmazın davalı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşılmışsada;
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13IB- maddesinde düzenlenen tapu dışı satım şartlarını davacı taraf yararına gerçekleştiği, bu bağıtta; kaydın oluşturulduğu 1966 yılından tespitin 1994 yılına kadarda 10 yıldan fazla süre den davalı adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K.m.13/B-b)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu.
Gereği Görüşüldü:
Kadastro sırasında 375 ada 2 parsel sayılı 301, 95 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, Muhdesat Süleyman'a ait olduğu gösterilerek tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı, zilyetliği nedeniyle Cuma adına tespit e tir. Süleyman kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Süleyman vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın davalı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamı kaldığı tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1 318-b maddesinde düzenlenen tapu dışı satım şartlarının davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği konusundadır. Taşınmazın ilk malik Memiş tarafından 1935 yılından önce satıldığı, zilyetliğin devir ve teslim edildiği ve el değiştirdiği dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Tapu kaydının oluşturulduğu 1966 yılından tespitin yapıldığı 1994 yılına kadar da 10 yıldan fazla süre geçmiştir 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-bmaddesinde öngörülen şartların davacı yararına oluştuğu toplanan deliller ve tüm dosya münderecatı ile sabit olmaktadır. Tespitin iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, kanunun açık hükmü göz ardı edilerek, tapulu yerin tapu dışı satışına mevzuatımızda imkan tanınmadığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 15.9.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.