 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1997/2928
K. 1997/2767
T. 10.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO HAKİMİ
DOĞRU SİCİL OLUŞTURMAK
HAK SAHİPLERİ ADINA TESCİL
TEREKENİN TAKSİM EDİLMEMESİ
KARAR ÖZETİ: Kadastro hâkimi; doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğundan, dava açan mirasçının dışında başka mirasçınında bulunduğu takdirde, gerçek hak sahiplerini araştırarak adlarına tescile karar vermek zorundadır.
Bu bağlamda; taşınmaz, davacının babası Hüseyin'den intikal edip, onun terekesi taksim edilmediğine, davacı tek başına dava açmakla beraber tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesini istediğine ve davacının dışın(la başka mirasçıların da bulunduğuna göre, davaya konu parselin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29 ve 30. maddeleri gereğince hissel eri oranında Hüseyin mirasçıları adına tescili gerekirken sadece davacı adına hüküm kurulması da doğru değildir.
(3402 s. Kadastro K. m. 29,30)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda veriler hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 2021 parsel sayılı 12832 metrekare yözülçümündeki taşınmaz, 4753 ve 5618 sayılı Yasalara göre oluşturulan Hazine tapusu kapsamında kaldığından davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, yasal süresi içinde miras yoluyla geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın miras bırakanı Hüseyin mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli parselin Hüseyin oğlu Yemliha adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillere göre Hazine vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kadastro hâkimi doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Davacı 14.8.1992 tarihli dava dilekçesinde, taşınmazın babası Hüseyin'den kaldığını, Hüseyin'in terekesinin taksim edilmediğini ifade ile tesbitin iptalini ve taşınmazın tüm Hüseyin mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davaya konu parselin davacının babası Hüseyin'e ait iken, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ve mirasçılar arasında taksim yapılmadığı belirlenmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesine göre, bir mirasçı diğerlerinin muvafakatı olmadan dava açabilir ve yalnız başına davaya devam edebilir. Aynı Kanunun 30/2. maddesine göre ise; kadastro hâkimi, dava açan mirasçının dışında başka mirasçının da bulunduğunu belirlediği takdirde, gerekli araştırma ve soruşturmayı yaparak gerçek hak sahipleri adına tescile karar vermek zorundadır. Taşınmaz, davacının babası Hüseyin'den intikal edip, Hüseyin'in terekesi taksim edilmediğine, davacı tek başına dava açmakla beraber tüm mirasçılar adına tescil kararı verilmesini istediğine ve davacının dışında başka mirasçıların da bulunduğu belirlendiğine göre, davaya konu parselin 3402 sayılı Kadastro kanununun 29. ve 30. maddeleri gereğince hisseleri oranında Hüseyin mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, davacının talebi ve davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 10.6.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.