 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1997/2912
K. 1997/2733
T. 9.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAŞINMAZ DAVALARINDA DELİL TOPLANMASI
SATIN ALINAN TAŞINMAZIN TESBİTİ
KARAR ÖZETİ: Satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan kadastro davalarında, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tarafların iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri sorulup getirtilmeli, mahallinde keşif yapılmalı, tespit bilirkişileri yaşıyorlarsa, tanık sıfatı ile getirtilerek gayrimenkul kullanımı ve satışa ilişkin bilgileri maddi olaylara da dayandırılarak, arazi başında dinlenmeli ve çelişik de giderilmeden karar verilmemelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 20, 29, 30)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 3054 parsel sayılı 4037 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hasan adına tesbit edilmiştir. Davalının itirazı kadastro komisyonunca kabul edilerek, taşınmazın Hüseyin adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar Havana ve Azime; tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı Hüseyin mirasçıları adına eşit hisseler oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın Nuri oğlu Osman'a ait iken, 1963 tarihinde Hasan'a satıp devrettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, Hasan'ın ölümünden önce bu yeri Hüseyin'e satıp satmadığı hususundadır. Dinlenen davacı tanıkları satış hususunda bilgileri olmadığını, kullanımın ise davacı tarafta olduğunu ifade ederken, duruşmada dinlenen davalı tanıkları da; tesbitten önceki kullanma ve satış hususunda yeterli bilgi sahibi olmadıklarını bildirmişlerdir. Soruşturma yetersiz, varılan sonuç kadastro tutanağındaki beyanlarla çelişir durumdadır. Soruşturma derinleştirilmeden ve tesbit bilirkişileri yaşıyorlar ise tanık sıfatıyla dinlenilip bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetli değildir. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri sorulup celbedilmeli, bundan sonra mahallinde keşif icra olunmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından satış ve kullanım hususunda maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, tesbit bilirkişileri yaşıyor ise tanık sıfatıyla dinlenilip gerekli tüm bilgiler toplandıktan; beyanlar arasındaki çelişki yüzleştirme yapılmak suretiyle giderildikten sonra hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, gayrimenkulün kullanım ve satışına ilişkin olup arazi başında dinlenmeleri gerekirken, bir kısım taraf tanıklarının duruşmada dinlenmeleri de usul ve yasaya aykırı, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 9.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.