 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1997/2836
K. 1997/2702
T. 5.6.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO MAHKEMELERİNE DEVREDİLEN DAVALAR
KADASTRO HAKİMİNİN SİCİL OLUŞTURMASI
TEREKENİN TAKSİMİ
KARAR ÖZETİ: Görevsizlik nedeniyle hukukmahkemelerinden Kadastro Mahkemelerine gönderilen dosyalar üzerine yapılacak ilk işlem, görevsizlik kararının kesinleştirilmesi ve dava dilekçesinin mahalline uygulanarak kapsamının belirlenmesi olmalıdır.
Kadastro hakimi sicil oluşturmak zorunda olduğundan, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimlere, nasıl intikal ettiği, kök muristen intikal etmemişse terekenin taksim edilip edilmediği, edilmişse, taşınmazların isabet etmediği taraflara terekeden ne verildiği belirlenerek malik haneleri doldurulmalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 7, 27)
(3402 s. Kadastro K. m. 5, 27, 28/2, 30/2)
(743 s. MK. m. 581, 583, 586, 611)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 175 ada 1 ve 166 ada 1 parsel sayılı 2373 ve 14406 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına payları oranında tesbit edilmiştir. Davacılar tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası kadastro nedeniyle tutanağın kesinleşmeyeceğinden bahisle görevsizlikle tutanağın kesinleşme şerhinin kaldırılması için Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası taşınmazların bulunduğu çalışma alanında kadastro işlemlerinin başlaması ve davalı taşınmazlar hakkında tutanak tanzim edilmiş olması nedeniyle dosya Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Hukuk Mahkemelerinden aktarılan davalarda öncelikle kesinleşmemişse görevsizlik kararının kesinleştirilmesi, bundan sonra dava dilekçesinin mahalline uygulanarak kapsamının belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu işlemler yapılmadan duruşma açılıp yargılamaya devam edilmesi doğru değildir. Ayrıca, öncesi Hukuk Mahkemesinde davalı olan parsellerin tutanaklarının malikhanelerinin doldurulması ve Kadastro Müdürlüğü'nün tutanakları kesinleştirerek Tapu Siciline göndermesi hukuken hiç bir sonuç doğurmaz. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30. maddesi gereğince gerçek malik araştırması yapılıp belirlenecek duruma göre tutanakların malikhanelerinin doldurulmasına karar verilmelidir. Mahkemece davanın reddi ile yetinilip tutanakların malikhanelerinin nasıl doldurulacağının gösterilmemesi, bir başka ifade ile sicil oluşturulmaması da isabetsizdir. Bundan ayrı olarak, davacılar taşınmazların kök muristen intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece bu hususta hiç bir araştırma yapılmamış, Asliye Hukuk Mahkemesinde bu konu ile ilgili olarak bilgisine başvurulan şahıslar da çelişkili beyanda bulunmuşlardır. Taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kök muristen intikal etmişse terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse kime isabet eniği, davalılara isabet etmişse davacı tarafa bu taşınmazlardaki hisselerine karşılık ne verildiğinin. araştırılmaması, taşınmaz kök muristen intikal etmiş ve taksim edilmemişse; diğer mirasçıların kullanmasının tereke adına olacağının ve bu kullanmaya dayalı olarak alınan tescil tapusunun davada taraf olmayan davacıları bağlamayacağının nazara alınmamış bulunması da usul ve yasaya aykırı, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 5.6.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.