 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1997/1707
K. 1997/1583
T. 31.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SOZLEŞMESİ
KARAR ÖZETİ: Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin kural olarak resmi şekilde düzenlenmesi zorunlu ise de, taraflar edimlerini yerine getirdikten sonra mirasçıları bu nedenle sözleşmenin geçersizliğini öne süremezler. Davalıların ölünceye dek muris Sefa'ya baktıkları sabittir. Öte yandan, davalıların taşınmazı çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla kullanması da bilirkişi ve tanık sözleriyle doğrulanmaktadır. Bu olgular karşısında taşınmazın tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekir. Kabule göre de kadastro hakimi doğru sicil oluşturmakla yükümlü olduğundan miras bırakan Sefa bekar ve çocuksuz öldüğüne göre, babası Süleyman vasıtasıyla davalı tarafında mirasçı olması gözönünde tutulmadan karar verilmesi doğru değildir.
(818 s.BK.m.511,513,514)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 202 parsel sayılı 8300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle Nazım ve arkadaşı adına tesbit edilmiştir. İtirazı, kadastro komisyonunca reddedilen Niyazi ve arkadaşı tesbit maliklerine yapılan satışın geçersizliğine ve satış yaptığı öne sürülen Seferin mirasçıları olduklarına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve taşınmazın davacı ve arkadaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş:
Hüküm, davalı Ramazan tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın Sefer'e ait olduğu tartışmasızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar ile Sefer arasında düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesine değer verilip verilemeyeceği ve davalıların da aynı zamanda mirasçı olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Davalıların dayandığı 7.5.1931 tarihli senet içeriği itibariyle ölünceye kadar bakma sözleşmesi niteliğindedir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin kural olarak resmi şekilde düzenlenmesi zorunlu ise de, taraflar edimlerini yerine getirdikten sonra mirasçıları bu nedenle sözleşmenin geçersizliğini öne süremezler. Davalıların ölünceye kadar Sefere baktıkları dosya kapsamı ile sabittir. Öte yandan, davalıların taşınmazı çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla kullanması da açıkça bilirkişi ve tanık sözlerini doğrulamaktadır. Bu olgular karşısında taşınmazın tesbit gibi davalılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Kabule göre de, Kadastro Hakimi doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür. Hükme dayanak yapılan veraset ilamının hazımsız olarak alındığı ve mirasçıları doğru olarak belirlemediği anlaşılmaktadır. Miras bırakan Sefer, bekar ve çocuksuz öldüğüne göre, babası Süleyman vasıtası ile davalı tarafın da mirasçı olduğu Mahkemece gözönünde tutulmaksızın karar verilmesi isabetli değildir. Bu nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 31 .3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.