 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/5724
K. 1996/5538
T. 2.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MUHDESATIN GÖSTERİLMESİ
İŞTİRAK HALİNDEKİ MULKİYETTE MUHDESAT
OZET İştirak halinde mirasçılar, malikten başkası durumunda olmadıkları için, taşınmaz üzerinde bunların veya miras bırakanlarının yaptığı muhdesatın, beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmez.
(743 s. MK. m. 629)
(3402 s. Kadastro K. m. 19/2)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 124 ada 1,184 ada 1 ve 186 ada 1 parsel sayılı 6234,25, 1080 ve 152 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın alma nedeniyle Ömer adına tesbit edilmiştir. Mümine ve arkadaşları, taşınmazların ortak miras bırakan Fettah'dan kaldığına ve miras payları bulunduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul, kısmen reddine ve ev Ömer'e ait muhdesat olmak üzere 186 ada 1 sayılı parselin Fettah mirasçıları, diğer parsellerin davalı Ömer adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar Cumali ve Mümine tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre, çekişmeli 124 ada 1 ve 184 ada 1 sayılı parsellerin miras bırakan Fettah tarafından satıldığı ve miras ilişkisi kalmadığı saptandığına göre, temyiz eden davacıların bu parsellere yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava konusu 186 ada 1 sayılı parselin miras bırakan Fettah'dan kaldığı ve terekesinin paylaşılmadığı, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin iştirak halinde mülkiyet şeklinde mirasçılarına intikal ettiği mahkemece doğru olarak kabul edildiği halde, taşınmaz üzerindeki muhdesatın davalıya ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir. İştirak halindeki mülkiyette iştirakçiler 3402 sayılı Kadastro kanununun 19/2. maddesinde belirtilen "başkası" durumunda değillerdir. Bu nedenle, iştirakçilere ait muhdesatın kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi mümkün bulunmamaktadır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmekte ise de, yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın hüküm fıkrasının "üç nolu bendinin" hükümden çıkarılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile (ONANMASINA), 2.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.