 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/5180
K. 1996/5207
T. 12.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN SAYILAN YERLERİN BELİRLENMESİ
ZİLYETLİĞİN KANITLANMASI
KARAR ÖZETİ : Kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmadığı yerlerde, kadastro parseli ormana bitişikse, diğer bütün komşu parseller tutanakları ve dayanaklarındaki belgelerle beraber, uzman orman bilirkişileri ve fen bilirkişileriyle birlikte, amenajman haritası, 1/25.000 ölçekli memleket haritası, orman tahdit haritaları ve mazbataları zemine uygulanıp bu yerin, orman sayılıp sayılmadığı belirlenmeli, orman sayılan yerlerden değilse, taşınmaz başında dinlenecek bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı belirlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 16/D)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 4 ve 39 parsel sayılı 6575.93 ve 36955.76 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı taraf adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içinde taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu nedenine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çekişmeli parsellerin davalı taraf adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme şartlarının adına tescil kararı verilenler yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların Devlet ormanına bitişik olduğu tutanağın edinme sebebi sütunu, komşu parsel tutanakları ve bölgeyle ilgili olarak yapılıp henüz kesinleşmemiş olan orman tahdit harita ve mazbatalarının tetkikinden anlaşılmaktadır. Taşınmazlar, Devlet ormanına bitişik olduğuna göre, orman sayılan yerlerden olup olmadığının usulüne uygun olarak araştırılması gerekir. Mahkemece bu araştırmanın yapılmamış olması isabetsiz olduğu gibi, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi, ileri sürülüş biçiminin belirlenmemesi de doğru bulunmamaktadır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro tesbit tarihi itibariyle kesinleşmiş bir orman kadastrosunun bulunmadığı, celbedilen orman tahdit harita ve mazbatalarının tetkikinden anlaşılmaktadır. Orman tahdit ve sınırlandırılmasının yapılmadığı bölgelerde bir yerin orman sayılıp sayılmayacağı, orman mühendisi veya mühendisler kurulundan alınacak rapora göre belirlenir. Hükme dayanak yapılacak bilirkişi raporunun resmi kayıtlara, bilimsel verilere dayalı ve zemine uygun olması gerekir. Hal böyle olunca; taşınmazların bulunduğu bölge ile ilgili olarak amenajman haritası, 1/25.000 ölçekli memleket haritası ve halen kesinleşmediği anlaşılan orman tahdit harita ve mazbataları getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel ve uzman bilirkişiler huzuru ile keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında, amenajman haritası, 1/25.000 ölçekli memleket haritası, orman tahdit harita ve mazbataları yerel bilirkişiler yardımı ve uzman orman mühendisi aracılığı ile uygulanıp, taşınmazların belirtilen haritalardaki konumu belirlenmeli, uzman orman mühendisi veya mühendisler kurulundan davalı parsellerin orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, uzman bilirkişi raporunun uygulanan resmi kayıtlara ve orman tahdit harita ve mazbatalara aykırı düşmesi halinde, bu aykırılığın nedeni üzerinde durulup giderilmesine çalışılmalıdır. Taşınmazların başında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne surette kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amacına uygun olup olmadığı sorulup, maddi olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözlerinin resmi kayıtlara uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanağın edinme sebebi sütunundaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tesbit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir, taşınmazların haritalardaki konumunu gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), 12.11.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.