 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/5110
K. 1996/6056
T. 24.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YAZILI BEYYİNE BAŞLANGICI
TAŞINMAZIN SATIŞ ŞEKLİ
KARAR ÖZETİ : Tapusuz taşınmazın senetle satılması durumunda, senet tanıklarının ve onaylayan muhtarla azaların tanık olarak dinlenmesi ve satışın ispatlanması gerekir.
Haricen satılan taşınmazla ilgili tapu kaydı oluşturulduktan sonra, bu yerin satılması durumunda muvazaa iddiasının yazılı delille, yazılı beyyine başlangıcının olması durumunda da, ödeme gücünün var olup olmadığı hususu da dahil tarafların göstereceği tüm deliller toplanıp, değerlendirilmesiyle sonuçlandırılması gerekir.
(818 s. BK. m. 213)
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
(1086 s. HUMK. m. 292)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü
Kadastro sırasında dava konusu taşınmazlar, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakmak suretiyle tesbit edilmişlerdir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacı Behiye tarafından davalı Mehmet Ali aleyhine açılmış olan muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Yargılama sırasında Bayram, müdahil (karşı davacı) olarak davaya katılmıştır. Mahkemece, Behiye'nin davasının reddine, Bayram'ın davasının kabulüne, taşınmazların Bayram adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı, tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların öncesinin Halil'e ait olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Halil'in bu taşınmazları 2.10.1964 tarihinde oğlu bulunan Bayram'a satıp satmadığı, Bayram'ın tescil ilamı ile taşınmazları tapuya bağladıktan sonra tapu ile Mehmet'e intikal ettirip ettirmediği, bir başka anlatımla Mehmet'e yapılan işlemin tapuda muvazaalı olup olmadığı hususlarındadır.
Mahkemece, miras bırakan Halil tarafından tapusuz taşınmazların oğlu bulunan Bayram'a temlik edildiği, Bayram tarafından Mehmet Ali'ye yapılan tapudaki satışın da muvazaalı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Müdahil Bayram, taşınmazları babasından satın aldığını ileri sürdüğüne göre, satım olgusunu kanıtlamakla yükümlüdür. Müdahil Bayram, 2.10.1964 tarihli senede dayanmıştır. Senet tanıkları ile,senedi onaylayan muhtar ve azalar tanık sıfatıyla dinlenmediği gibi, mahallinde yapılan keşiflerde de satım konusunda yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmamıştır. Taşınmazlar tapusuz olduğuna göre, satım olgusunun her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Bu nedenle, öncelikle malik Halil tarafından taşınmazların oğlu Bayram'a satıldığının kanıtlanması gerekir.
Davaya konu olan taşınmazların tapu kaydı ile Mehmet Ali'ye satım suretiyle intikal ettirildiği tapu kaydından anlaşılmaktadır. Müdahil davacı Bayram, tapudaki satımın muvazaalı olduğunu ileri sürmektedir. 5.2.1947 tarih, 1945/20 esas ve 1947/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerekir. Müdahil davacı bu konuda yazılı delil ibraz edememiş, ancak 25.9.1991 tarihli Mehmet Ali imzasını taşıyan senede dayanmıştır. Bu belge, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 292. maddesi anlamında yazılı beyyine başlangıcı niteliğindedir. Bu beyyine başka delillerle doğrulanmadıkça delil niteliğinde kabul edilemez. İbraz olunan belgenin düzenlenme tarihi ile tapuda yapılan işlem tarihleri farklıdır. Mahkemece, bu farklılığın nedenleri gereği gibi araştırılmamıştır. Bundan başka; satım tarihinde davaya konu olan taşınmazların rayiç değerleri belirlenmemiş, davalı Mehmet Ali'nin o tarihte ödeme gücü olup olmadığı, mali ve sosyal durumu itibariyle rayiç değeri ödeyecek güce sahip bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamış, ödemenin ne suretle yapıldığı sorulmamış, banka vasıtasıyla yapılması halinde davalının mevduatları usulen araştırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir. Açıklanan şekilde, tarafların bildirdiği ve bildireceği tüm deliller toplanarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/2. maddesi de göz önünde tutularak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Yargıtay duruşması için belirlenen 9.000.000.- TL. vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunandan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, 24.12.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.