 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/2718
K. 1996/3778
T. 17.9.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KÖK MURİS
TEREKENİN TAKSİM EDİLMEMESİ
KARAR ÖZETİ : Çekişmeli parselin, kök miras bırakan Hüseyin'den kaldığı sonucuna varıldığında, terekenin paylaşılıp paylaşılmadığı araştırılmalı, paylaşılmama durumunda mirasçılar arasında zamanaşımı yürümeyeceğinden üçüncü kişiye yapılan satış da miras şirketini bağlamaz.
Hal böyle olunca, mahallinde, yerel ve tutanak bilirkişileri aracılığıyla keşif yapılmalı, tutanak bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenmeli, komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanarak, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçimi konusunda ayrıntılı bilgi alınarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13, 15)
(743 s. MK. m. 639)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 191 ada, 38 parsel sayılı 1310,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle müştereken davalılar Tahir, Rüstem ve Ömer adlarına tesbit edilmiştir. Davacı, taşınmazın Hüseyin'den 15.4.1982 günlü senetle satın aldığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Satılmış tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi ve sürdürülüş biçimi konusunda yerel bilirkişiler ile tanıklardan olaylara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmamıştır. Çekişmeli parselin kök miras bırakan Hüseyin'den kaldığı sonucuna varıldığı takdirde, miras bırakanın terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise paylaşım tarihi ve paylaşım sonucu mirasçılara verilen taşınır ve taşınmaz mallar konusunda bilgi alınmamış, taşınmazın paylaşım sonucu davacının bayii Hüseyin'e isabet edip etmediği belirlenmemiştir. Mirasçılar arasında zamanaşımı yürümez. Terekenin paylaşıldığı sabit olmadıkça mirasçılardan biri tarafından üçüncü kişiye yapılan satış da miras şirketini bağlamaz. Hal böyle olunca; mahallinde yerel bilirkişi kurulu aracılığı ile keşif yapılmalı, tesbit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenmeli, komşu parsel tutanak ve dayanaklarından da yararlanmak suretiyle ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 17.9.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.