 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/2679
K. 1996/3116
T. 2.7.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
BOZMA İLAMI
USULİ KAZANILMIŞ HAK
KARAR ÖZETİ : Hükmüne uyulan bozma kararının maddi yanılgıya davalı olduğu belirlenmiştir. Bozma kararına uyulmakla usuli müktesep hak oluşur.
Somut olayda; ziraat mühendisi olan bilirkişice düzenlenen raporda temyize konu arazi bölümünün yarısının sürülüp kullanılmadığı gibi aksi de kanıtlanamamıştır. Bu kısmın tescili mümkün olmadığından raporda (B) harfi ile gösterilen bölümün Hazine adına; parselin geri kalan bölümlerinin davacılar (E.K.) mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 428, 429)
(3402 s. Kadastro K. m. 13)
(743 s. MK. m. 639)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle: "150 parsel sayılı taşınmazın temyize konu haritada (B) harfi ile işaretli 73995 metrekarelik kesimi üzerinde Efendi mirasçıları lehine zilyetlikle iktisap koşulları gerçekleştiğinden, bu kesimin Efendi mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, çekişmeli parselin temyize konu (B) bölümünün Efendi mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz istemi, çekişmeli parselin krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkindir. Mahkemece 7. Hukuk Dairesi'nin kesin şekildeki bozma kararına uyularak hüküm kurulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararının maddi yanılgıya davalı olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar bozma kararına uyulmakla usulü müktesep hak oluşur ise de, maddi yanılgıya davalı bozma kararlarına uyulması ilgili taraf yararına usulü müktesep hak doğurmaz. Bozma kararında temyize konu olan bölümün tamamında zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu kabul edilerek bu bölümün payları oranında Efendi mirasçıları adlarına tescil edilmesi gereğine değinilmiştir. Ziraat mühendisi olan uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 27.6.1991 tarihli raporda; temyize konu olan arazi bölümünün yarısının hiç sürülmediği, yüksek eğim nedeniyle de sürülmeye elverişli olmadığı belirtilmiştir. Uzman bilirkişi raporunun aksi kanıtlanmamıştır. Kullanılmayan arazinin kişi adına tescili mümkün değildir. Hal böyle olunca; uzman bilirkişi Abdülbaki tarafından düzenlenen krokide (B) harfi ile gösterilen bölümün taralı kısmının Hazine adına, parselin geri kalan bölümlerinin davacılar Efendi mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece krokide (B) harfi ile gösterilen bölümün taralı kısmı üzerinde adına tescil kararı verilenler yararına mülk edinme şartları gerçekleşmediği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Yargıtay duruşması için belirlenen 6.000.000 TL. vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekil ile temsil edilen davalı Hazineye verilmesine, 2.7.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.