 |
T.C.
Y A R G I T A Y
16. Hukuk Dairesi
E. 1996/2671
K. 1996/2514
T. 27.5.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
ASLİ ZİLYETLİK
KARAR ÖZETİ : Hazine tapusunun oluştuğu tarihten önce davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 46. maddelerinde yazılı koşulların gerçekleşmesi halinde, taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir. Hazine tapusunun oluşmasından sonra davacının bu yeri Hazineden kiralamış olmasının, daha önce doğan mülkiyet hakkını bertaraf edemez.
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 16)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 423 ada 3 parsel sayılı 31.576 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacı tarafından, davalı Hazine aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapuda kayıtlı bulunduğu ve davacı tarafından kiralandığı, bu nedenlerle taşınmaz üzerindeki davacı taraf zilyetliğine değer verilemeyeceği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazinenin tapu kaydı 4753 sayılı Kanuna göre oluşturulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun hükümlerine göre, Hazine tapusunun oluşmasından önce zilyedi yararına mülk edinme şartları gerçekleşmiş ise, tapuya rağmen taşınmazın davacı taraf adına tescili mümkündür. Bu nedenle Hazine tapusunun oluşmasından önce taşınmazın ne durumda bulunduğu, kamu orta malı mer'a niteliği taşıyıp taşımadığı, kimden, nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı etraflıca araştırılıp, anılan Yasanın 46/1 inci maddesindeki şartların davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekir. Mahkemece, bu hususta gerekli araştırmanın yapılmamış olması isabetli değildir. Ayrıca, mahkemece 1981 ve 1986 tarihleri arasında davaya konu taşınmazın davacı tarafından Hazineden kiralandığı ve bu suretle davacı zilyetliğinin asli nitelikte bulunmadığı kabul edilmiş ise de; bu kabul şekli de yasaya uygun bulunmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, Hazine tapusunun oluştuğu tarihten önce davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 46. maddelerinde yazılı şartların gerçekleşmesi halinde, taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekir. Hazine tapusunun oluşmasından sonra davacının bu yeri Hazineden kiralamış olmasının daha önce doğan mülkiyet hakkını bertaraf etmesi söz konusu değildir. Hal böyle olunca, yukarıda belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılıp belirlenecek duruma göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.5.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.