 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/1882
Karar No : 1996/2118
Tarih : 06.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 202 ada 13 parsel sayılı 50,33 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Nurcan Çebi adına tesbit edilmiştir. Dinç Kızıldemir, adına tesbit edilen 3 sayılı parsele ait tapu kaydının 13 sayılı parseli de kapsamadığına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 13 sayılı parsel ile 3 sayılı parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Nurcan Çebi tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar tapu kayıtlarına dayanmaktadırlar. Davacının dayandığı tapu kaydı hasımsız tescil ilamı ile oluşmuş olup dava dışı 3 sayılı parsel ile dava konusu 13 sayılı parseli de kapsamaktadır. Mahkemenin bu konudaki kabulü doğrudur. Davalı tarafın dayandığı tapu kayı idari yoldan Hazine adına oluşturulmuş, kayıt belediyeye intikal etmiş, belediye satışı ile davalı adına tescil edilmiştir. Taşınmazın kuzeyindeki 1 sayılı parselin öncesinin ilk keşifte Antul yeri olduğu açıkça bildirilmiştir. Komşu 12 sayılı parselin öncesinin de Yani'ye ait olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Ayrıca 12 sayılı parselle revizyon gören tapu kaydı çekişmeli parsel yönünü "Despina Kumyanoz" okumaktadır. Hazine tapusunda çekişmeli parselin öncesinin Despina Kumyanoz'a ait olduğu belirtildiği gibi bilirkişi ve tanıklar da bu doğrultuda bildirimde bulunmuşlardır. Tapu kaydının üç sınırının dava konusu 13 sayılı parseli kapsadığı açıktır. Üç sınıra uyan tapu kaydının o yere ait olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda tapu kayıtları çakışmaktadır. Davacıya ait tapu kaydı 09.05.1952 tarih 1952/12-28 sayılı tescil ilamı ile oluşturulmuş olup Hazine bu ilamda taraf değildir. 24.11.1960 tarihli karar tavzihe ilişkin olup tavzih suretiyle hasım ve kararın değiştirilmesi mümkün değildir. Bir başka anlatımla, hasımsız olarak alınan tescil ilamı hasımlı hale dönüştürülemez. Buna karşılık davalıya ait tapu kaydı 26.12.1950 tarihinde oluşturulmuştur. Tapu kayıtlarının çakışması halinde önceki tarihi taşıyan ve doğru temele dayanan kayda değer verilerek hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ : Hal böyle olunca; davanın reddine ve taşınmazın tesbit gibi davalı Nurcan Çebi adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (06.05.1996)