 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1995/479
K. 1995/1105
T. 6.2.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
VERGİ KAYDI
Ü KAMU ORTA MALI
Ü (Genel harman yeri)
KARAR ÖZETİ: Dava konusu parseli çevreleyen komşu parsellerin dayanakları olan vergi kayıtları çekişmeli parsel yönünü harman yeri okuduğu gibi, 1614 parsel saydı taşınmaz da genel harman yeri olarak sınırlandırılmıştır. Vergi kayıtları eylemli durumu açıkça doğrulamaktadır. Resmi kayıtlara aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2. maddesi gereğince, kamu orta malı niteliğinde bulunan genel harman yerinin zilyetlikle kazanılması da mümkün değildir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(3402 s. Kadastro K. m. 18/2)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1604 parsel sayılı 6700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1605 sayılı parsele uygulanan 288 tahrir numaralı vergi kaydı miktar fazlası harman yeri olarak sınırlandırılmıştır. İtirazı komisyonca reddedilen Mevlüt, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve paylaşmaya dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında Döndü, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin müdahil Döndü adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parseli çevreleyen komşu parsellerin dayanakları olan vergi kayıtları çekişmeli parsel yönünü harman yeri okuduğu gibi 1614 parsel sayılı taşınmaz da genel harman yeri olarak sınırlandırılmıştır. Vergi kayıtları eylemli durumu açıkça doğrulamaktadır. Resmi kayıtlara aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2. maddesi gereğince kamu orta malı niteliğinde bulunan genel harman yerinin zilyetlikle kazanılması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 6.2.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.