 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1995/181
K. 1995/904
T. 27.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
VERGİ KAYDI
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
VAKIF MALLARI
MUHDESATIN KÜTÜĞÜN BEYANLAR HANESİNDE
GÖSTERİLMESİ
KARAR ÖZETİ: Dava konusu taşınmazın vakıf arazisi olduğu ve taşınmaz üzerindeki davacının zilyetliğinin 1955 yılında başladığı mahkemece toplanan delillerle saptanmıştır. 13.7.1967 tarih ve 903 saydı Kanunun 1. maddesi ile Medeni Kanuna eklenen 81 /B maddesi, vakıf malların zilyetlik yolu ile iktisap olunamayacağını hükme bağlamıştır. Adı geçen Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar davacı yararına kazanılmış hakkın varlığından da söz edilemez.
Hal böyle olunca, davanın reddine ve taşınmazın Vakıflar İdaresi adına tesciline, taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacıya ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 81m)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 99 ada 1 parsel sayılı 1852 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, vergi kaydı nedeniyle Vakıflar İdaresi adına tesbit edilmiştir. Davacı yasal süresi içinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Müdahil, miras payına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı-nın davasının kabulüne, müdahilin davasının reddine ve çekişmeli parselin davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Vakıflar İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın vakıf arazisi olduğu ve taşınmaz üzerindeki davacının zilyetliğinin 1955 yılında başladığı mahkemece toplanan delillerle saptanmıştır. 13.7.1967 tarih ve 903 sayılı Kanunun 1. maddesi ile, Medeni Kanuna eklenen 81/B maddesi ile vakıf malların zilyetlik yolu ile iktisap olunamayacağı hükme bağlanmıştır. 903 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar davacı yararına kazanılmış hakkın varlığından da sözedilemez. Hal böyle olunca, davanın reddine ve taşınmazın Vakıflar İdaresi adına tesciline, taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacıya ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hükmü kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazları nın kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.1.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.