 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1995/1741
K. 1995/2228
T. 24.3.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
UYUŞMAZLIĞIN ESASTAN ÇÖZÜMLENMESİ
KARAR ÖZETİ: Anayasanın 141/son ve HUMKnun 77. maddesi gereğince hakim, davayı en kısa sürede ve en az giderle çözmekle yükümlüdür. Tarafları, konusu ve delilleri aynı olan ve birlikte görülmesi zorunlu bulunan davalar birleştirilmeyerek, fazla yargılama giderine sebebiyet verilmesi doğru olmadığı gibi, mevsim gereği keşif yapılması imkanı olmadığı halde keşif giderlerinin yatırılması için kesin süre verilmesi de doğru değildir. Hal böyle olunca, aynı nitelikteki davaların birleştirilerek tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekir.
(2709 s. Anayasa m. 141/son)
(1086 s. HUMK. m. 77)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 4691 parsel sayılı 416 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; hibe, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı yasal süresi içinde miras payına ve pay satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın açılmamış sayılmasına, çekişmeli parselin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 141/son ve HUMK. nun 77. maddesi gereğince hakim, davayı en kısa sürede ve en az gidene çözmekle yükümlüdür. Tarafları, konusu ve delilleri aynı olan ve birlikte görülmesi zorunlu bulunan davalar birleştirilmeyerek, fazla yargılama giderine sebebiyet verilmesi doğru olmadığı gibi, mevsim gereği keşif yapılması' imkanı olmadığı halde keşif giderinin yatırılması için kesin süre verilmesi de doğru bulunmamaktadır. Kaldıki, keşif günü kesin mehli bertaraf eder biçimde işlemler yapılmış olması da yerinde değildir. Hal böyle olunca; aynı nitelikteki davaların birleştirilerek, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri toplanarak, uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 24.3.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.