 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1994/4220
K. 1994/9313
T. 4.10.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
TAPULAMA VE KADASTRO
PAFTALARININ YENİLENMESİ
KARAR ÖZETİ: 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanun ile; teknik nedenlerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden ve eksikliği görülen en az bir mevki ve ada bölümünde zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftaların yenilenmesi ve tapu sicilinde bu doğrultuda gerekli düzeltmenin yapılması amaçlanmıştır.
Hal böyle olunca, ilk kadastrodan sonra sınır değişip değişmediği konusunda tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın, aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir.
(2859 s.PYK.m.1 ,3,4)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan,dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
1953 tarihinde, 5602 sayılı Yasa uyarınca tespitleri yapılan 128 ve 151 sayılı parsellerin bilahare tevhit edilerek hissedarlar arasında hükmen taksi-mi neticesinde 447 parselin 3440 metrekare olarak davacı İbrahim adına, 446 nolu parselin ise 7435 metrekare olarak davalıların murisi Hüseyin adına tapuya bağlandığı, bilahare Karaçalı ve Bezkeze Köylerinin birleştirilmesi neticesinde Dalaman İlçesi'nin kurulması ve taşınmazların bağlı bulunduğu Şerefler Köyü' nün bu ilçeye bağlanması sonucu 2859 sayılı Yasa uyarınca uygulama yapılmış olup, 446 parsel 49 sayılı parsel olarak davalılar adına, 447 parsel ise 48 sayılı parsel olarak davacı adına tespit edilmiştir. Davacı İbrahim, taşınmazın eksik tespit edildiğini, geometrik şeklinin 447 parsel gibi eski hale getirilmesini ileri sürerek 446 parsel (49) malikleri aleyhine dava açmıştır. Mahkemece açılan davanın reddine, taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
23.6.1983 gün ve 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkındaki Kanun ile teknik nedenlerle yetersiz kalan uygulama niteliğini kaybeden ve eksikliği görülen en az bir mevki ve ada bölümünde zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tesbit edilen paftaların yenilenmesi ve tapu sicilinde bu doğrultuda gerekli düzeltmelerin yapılması amaçlanmıştır. Anılan Kanunun 4. maddesinde, yenilemenin esasları düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında açıkça, yenilemenin yalnız teknik çalışmaları kapsayacağı, mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu dışında kalacağı vurgulanmıştır. Maddenin 2 ve 3. fıkralarında ise, kadastro yapıldığı tarihdeki parsellerin sınırlarına itibar olunacağı, parselin zemindeki sınırlarının değişmemiş olması halinde ölçümleme sonunda yeni bulunan değerlerin aynen kabul edileceği öngörülmüştür. Parselin sınırlarının değişmesi halinde yapılacak işlem, maddenin 3 ve 4. fıkralarında belirtilmiştir. Parselin zemindeki sınırları değişmiş veya işaretsiz ise ilk kadastro pafta ve fenni belgelerinden yararlanmak suretiyle sınırların tesbit edileceği, parsel sınırlarının tesbit edilememesi halinde ise yol, dere ve benzeri tabii ve suni tesislerle çevrili parseller topluluğunun bir bütün olarak ele alınarak ve parsellerin konumu gözetilerek yüzölçümü farklılıklarının her bir parselin sicilindeki yüzölçümü ile orantılı olarak parsellere dağıtılmak suretiyle dengeleneceği hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış ise de; tarafların bildirdiği tanıklar dinlenmemiş, taşınmazın sınırlarının kadastro tarihinden sonra değişip değişmediği kesin olarak saptanmamıştır. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncellikle sınırların değişip değişmediğinin belirlenmesi zorunludur. Zira, sınırların değişmemesi halinde uygulanacak hüküm ile değişmesi halinde uygulanacak hükümler tamamen birbirinden farklıdır. Ayrıca, 2859 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen ek tasarruf krokisi ile hükme dayanak yapılan teknik bilirkişi tarafından düzenlenen kroki çelişkili olduğu halde mahkemece. bu yön üzerinde durulmamış ve teknik bilirkişiden raporların çelişkili olması nedenleri konusunda bilgi alınmamıştır. Hal böyle olunca, ilk kadastrodan sonra sınırların değişip değişmediği konusunda tarafların bildirdiği tüm deliller toplanarak uyuşmazlığın 2859 sayılı Kanunun 4 maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Yargıtay duruşması için belirlenen 750.000.TL. avukatlık ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, 4.10.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.