 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1991/8540
K: 1991/3749
T: 11.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 2991 parsel sayılı 20200, 4299, 4313, 4750, 4793 parsel sayılı 49800, 31850, 46500 ve33750 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malikhanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde davacı Halil tarafından Hazine ve diğer davalılar aleyhine açılmış olan dava tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli 4750,4793 sayılı parselin Halil mirasçısı Mahmut,2991 parselin 20200 metrekarelik bölümünün Anakız, 2991 parselin 450 metrekarelik bölümü ile 4299 sayılı parselin Hazine, 4313 sayılı parselin Hasan adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Hazine'nin dayanağını oluşturan tapu kayıtları 4753 sayılı Kanuna göre oluşturulmuştur. Tapu kayıtlarının oluşturulduğu tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46/1 ve 14. maddelerinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacılar yararına gerçekleştiği mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptandığından davalı Hazinenin temyiz itirazları yerinde bulunamamaktadır.
Davacıların temyiz itirazlarına gelince; davacılar, Hazine adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali için 1073 sayılı Kanun hükümleri uyarınca dava açtıklarını, davanın 1617 sayılı Kanun yürülüğe girmesinden önce açılmış olması nedeniyle kayıt ve belgesiz olarak zilyetliğe dayanılarak kendilerine her parsel için ayrı ayrı 100 dönüm miktarında arazi verilmesi gerektiğini öne sürmüşlerdir. Davacılar tarafından Hazine aleyhine toprak mahkemesinde açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; karar Yargıtay tarafından onanmış, Yargıtay ilamı 1.10.1974 tarihinde davacılar vekiline usulen tebliğ olunmuş, davacılar vekili tarafından 23.10.1974 tarihinde görevli mahkemeye başvurularak dava yenilenmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/III-3. maddesi uyarınca mahkemelerce verilen görevsizlik kararlarının bozulmasına veya onanmasına ilişkin kararları hakkında karar düzeltme yoluna gidilemez. Görevsizlik kararları, karar düzeltmeye tabi olmadığından, Yargıtay kararının verildiği tarihte kesinleşmiş sayılır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 193. maddesi uyarınca davacı tarafından Yargıtay onama kararının tebliğinden itibaren o gün içinde görevli mahkemeye başvurması gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Dava konusu olayda Yargıtay kararı 1.10.1974 tarihinde davacılar vekiline tebliğ edilmiş, on günlük yasal süre geçtikten sonra görevli mahkemeye yenileme dilekçesi verilmiştir. Bu nedenle asliye hukuk mahkemesine başvuru tarihinde 1617 sayılı Kanun yürürlüğe girdiğinden davacıların her parsel için yalnızca zilyetliğe dayanarak her parselden ayrı ayrı 100'er dönüm miktarında taşınmazı iktisap etmeleri mümkün değildir. Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanununun miktar sınırlaması gözönünde tutularak hüküm kurulması isabetlidir.
Açıklanan nedenlerle, tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.