 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1991/16019
K. 1992/10971
T. 2.10.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ORMAN
ZİLYEDLİK
ÖZET Orman veya orman toprağının zilyedlikle kazanılması mümkün değildir.
(6831 s. OK. m. 1, 9)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 123 ada 183, 185 ve 186 parsel sayılı 7050, 11750 ve 5690 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kayıt miktar fazlası olmaları nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 185 parselin davalı Hazine, 183 ve 186 parsellerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hükme yeterli bulunmamaktadır. Temyize konu olan 183 ve 186 sayılı parseller kayıt miktar fazlası olması nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. Vergi kayıtları usulen uygulanmamış, komşu parsellere ait tutanak suretleri ve dayanak kayıtları getirtilerek bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiştir. Öte yandan, eylemli olarak parselin kuzeyinde orman bulunmaktadır. Mahkemece, orman yönünden araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Orman veya orman toprağının zilyedlikle kazanılması mümkün değildir. Taşınmazın bulunduğu bölgede orman tahdidi yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece tahdit haritası ve mazbatası getirtilerek usulen yerel ve ormancı bilirkişiler aracılığı ile mahalline uygulanmamış, taşınmazın tahdit haritası kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış ve zilyedlikle iktisaba elverişli olup olmadığı kesin olarak belirlenmemiştir. Ayrıca, bilirkişi ve tanıkların zilyedlik konusundaki sözleri soyut niteliktedir. Zilyedliğin başlangıç tarihi olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklara açıklattırılmamış, tesbit bilirkişileri tanık sıfatı ile dinlenerek beyanlar arasındaki aykırılığın giderilmesine çalışılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 2.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.