 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1991/15981
K. 1992/10642
T. 25.9.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MİRAS ŞİRKETİ
SATIŞ
ÖZET İştirak halinde mükliyetin söz konusu olduğu durumlarda, mirasçılardan birinin mirasçı olmayan üçüncü kişiye yaptığı satış miras şirketi yönünden hukuken sonuç doğurmaz.
(743 s. MK. m. 581)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında 152 parsel sayılı 17800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davacılar adına tesbit edilmiştir. Davalının satın almaya dayanan itirazı tapulama komisyonu tarafından kabul edilmiştir. Davacılar vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine ve irsen intikale dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin davacıların murisi Turan mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli parselin davacıların miras bırakanından kaldığı, miras bırakanın 1972 yılında vefat ettiği, mirasçılardan Adem'in tapusuz olan taşınmazı 1976 yılında davalıya haricen satarak zilyedliğini devir ve teslim edildiği, mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirasçılardan biri tarafından miras şirketine dahil olmayan kişiye yapılan satışın geçerli olup olmayacağı ve bu satışın miras şirketini bağlayıp bağlamıyacağına ilişkindir. Miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekesi iştirak halinde mülkiyet şeklinde intikal etmiştir. İştirak halinde mülkiyetin söz konusu olduğu durumlarda mirasçılardan birinin mirasçı olmayan üçüncü kişiye yaptığı satış miras şirketi yönünden hukuken sonuç doğurmaz. Miras bırakanın terekesinin paylaşıldığı ve taşınmazın satış yapan mirasçıya isabet ettiği de kanıtlanamamıştır. Öte yandan, satış tarihinden tesbit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği süresi de dolmamıştır. Açıklanan ve mahkeme kararında gösterilen gerekçeye göre tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün (ONANMASİNA), 25.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.