 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1990/5082
K: 1991/3
T: 08.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında, kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 514 parsel sayılı 140.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeni ile davalı Ökkeş ve müşterileri adına tespit edilmiştir. İtirazları komisyonca reddedilen davacılardan Halil, davalı taşınmazın köy mer'ası olduğunu; Abdiş, kendi tapuları kapsamında kaldığını bildirerek dava açmışlardır. Hazine ise; Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmıştır. Mahkemece, davacı Abdiş'in davası fergat, Halil'in davası husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddedilmiş; Hazine'nin davasının ise, açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacılardan Halil ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Kadastro davalarından husumetin, kadastro tutanağında veya komisyon kararında malik olarak gösterilen şahısların tümüne karşı yöneltilmesi tunakta adları geçen tespit malikleri Mustafa, Mehmet ve Süleyman'ın isimleri karar başlığında gösterilmemiş, duruşmaya çağrılmamışlar, davaya katılmaları sağlanmamış ve yargılama yokluklarında yürütülmüştür. Diğer yandan, hükmü fıkrasında davacılarca açılan davaların reddine ve açılmamış sayılmasına karar verilmesi ile yetinilmiş, dava konusu 514 parsel hakkında hüküm oluşturulmamıştır. Keza, kadastro tespitine itiraz eden ve itirazının reddi üzerine süresinde dava açan Abdiş'in feragatından önce Hazine davaya usulen katıldığı halde, mevcut olmayan bir davaya müdahalenin mümkün olmayacağı düşüncesi ile deliller toplanmadan, orman ve mer'a iddiaları yönünden araştırma ve keşif yapılmadan dava sonuçlandırılmıştır.
Hal böyle olunca; öncelikle Ökkeş dışındaki diğer tespit maliklerine de dava dilekçesi tebliğ edilmek, davaya katılmaları sağlanmak suretiyle taraf teşkili tamamlanmalıdır. Usulen dava açan Abdiş'in 13.9.1989 günlü oturumdaki feragatinden önce, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D bendi uyarınca, Hazine 26.5.1987 tarihinde müstakil hak talebi ile asli müdahil olarak davaya katıldığına göre, davacının sonraki feragatının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 53 ve müteakip maddelerinde düzenlenen fer'i müdahalede olduğu gibi katılan şahsın hukukunu etkilemeyeceği düşünülmelidir. Bu bakımdan tüm deliller toplanıp, mahalinde uzman orman bilirkişisi aracılığı ile orman ve mer'a ididası yönünden de davada yararı bulunmayan komşu köylerden seçilecek yaşlı bilirkişiler huzuru ile keşif yapılmak, ziraatçi bilirkişiden nizalı taşınmazın mer'a olup olmadığı uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonuca varılmalıdır. 3402 sayılı Yasanın 1. ve 30/2. maddeleri uyarınca, kadastro hakiminin sicil oluşturmakla yükümlü bulunduğu düşünülerek dava konusu 514 parsel sayılı taşınmazın kim veya kimler adına tesçil edileceği hüküm fıkrasında açıkça gösterilmelidir. Noksan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay'ın duruşması için takdir olunan 100.000 lira vekalet ücretinin Abdiş'ten alınarak kendisini vekille temyiz ettiren Halil ve Hazine'ye verilmelisine, 8.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.