 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E. 1990/16908
K. 1991/10007
T. 8.7.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/1. maddesinde, karı ve kocanın Kadastro Mahkemelerinde birbirlerini temsil edebilecekleri öngörülmüş, 766 sayılı TapulamaKanununun 56. maddesindeki kardeşlerin birbirlerini temsil etme ilkesi yürürlükten kaldırılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4. maddesi uyarınca bu kuralıngörülmekte olan davalara da uygulanması zorunludur.Esasen genel kural olarak da usule ilişkin hükümler geriye yürür.
(3402 s. Kadastro K. m. 31/1, geçici m. 4)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 168 parsel sayılı 20375 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve pay satın alma nedeniyle Hüseyin ve arkadaşları adlarına tespit edilmiştir. itirazı tapulama komisyonunda reddedilen Bahri mirasçıları Halil ve arkadaşları vergi kaydı
ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine ve tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Halil, İbrahim ve Perizade tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların miras bırakanı Bahri 1975 yılında ölmüş olup, terekesi iştirak halinde mülkiyet şeklinde mirasçılarına intikal etmiştir. 9.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/1. maddesinde karı ve kocanın Kadastro Mahkemelerinde birbirlerini temsil edebilecekleri öngörülmüş, 766 sayılı Tapulama Kanununun 56. maddesindeki kardeşlerin birbirlerini temsil etme ilkesi yürürlükten kaldırılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun geçici 4. maddesi uyarınca bu kuralın görülmekte olan davalara da uygulanması zorunludur. Esasen genel kural olarak da usule ilişkin hükümler geriye yürür (HUMK. 578. md.). Bu nedenle, kardeş olan vekilin vekalet yetkisi Kadastro Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte sona ermiştir. Bu itibarla davacı asillere HUMK.nun 61. maddesi uyarınca vekillerin vekalet deruhte etmesine imkan kalmadığı belirtilerek, tebligat yapılmak suretiyle yargılamaya devam olunması zorunlu bulunmaktadır. Vekilin temsil yetkisi sona erdiğine göre duruşmadaki feragatte sonuç doğurmaz. İştirak halinde mülkiyette bir mirasçının feragati de tereke yönünden bağlayıcı değildir. Hal böyle olunca, davacılara tebligat yapılarak tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri toplanıp birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 8.7.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.