 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1990/11485
K: 1991/4580
T: 28.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ORMAN KADASTROSU (ORMAN SAYILAN YERLER)
ÖZET: Orman Kadastrosu yapılan bölgelerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, sınırlandırma harita ve tutanağının yerel ve uzman ormancı bilirkişiler aracılığı ile uygulanması suretiyle saptanır. Ormanlar özel mülkiyete konu olması mümkün olmadığından, orman niteliğindeki taşınmazlarda bulunan muhdesata ilişkin hüküm kurulamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 22/4)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 64 ada 207 parsel sayılı, 2504 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 64 ada, 66 sayılı parselin kuzey hududunda orman bulunduğundan miktar fazlası nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacı Osman, vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığından tutanakların Tapu Sicil Müdürlüğüne olduğu gibi aktarılmasına, tutanağın beyanlar hanesinde dava konusu taşınmaz üzerindeki ev ile 15 adet çeşitli meyva ağaçları ve 35 adet bağ omcasının davacıya ait olduğunun gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Osman tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırmasının yapıldığı ve sınırlandırmanın kadastro tesbitinden önce kesinleştiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Orman kadastrosu yapılan bölgelerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı sınırlandırma harita ve tutanağının yerel ve uzman ormancı bilirkişiler aracılığı ile uygulanması suretiyle saptanır. Mahkemece, bu doğrultuda yapılan inceleme ve uygulama sonucu taşınmazın orman sınırlandırma haritası kapsamında kaldığı belirlenerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması isabetlidir. Mahkemece, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine kaşar verilmiştir. Ormanlar özel mülkiyete konu olması mümkün olmadığından orman niteliğindeki taşınmazlarda bulunan muhdesata ilişkin hüküm kurulamaz. Mahkemece, bu kurala aykırı olarak hüküm kurulmuş ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma nedeni yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), 28.3.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.