 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1989/16801
K:1990/12701
T:04.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* TEMLİK
* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
ÖZET : 2510 sayılı Kanunun 23. maddesine, 3667 sayılı Kanunla eklenen 3. fıkra uyarınca, temlik tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra hak sahipleri tarafından ayın davası açmalarının mümkün bulunmadığı hükme bağlanmıştır. Kanunda belirtilen süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece kendiliğinden gözönüne alınması zorunludur.
(2510 s. İskan K. m. 23/3)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 189 ada 36 parsel sayılı 33601 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Zülküf ve müşterekleri adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacılar Nail ve müşterekleri tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece tutanağın kesinleştiğinden sözedilerek dava reddedilmiştir. Davacılar vekili, Asliye Hukuk Mahkemesinde davayı yenilemiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince 3402 sayılı Yasanın 27. maddesi hükmüne dayanılarak görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Kadastro mahkemesi, 3402 sayılı Yasanın geçici maddesinin 1/2. fıkrası hükmüne dayanmış ve görevsizlik kararı ile davayı yeniden Asliye Hukuk Mahkemesine devretmiş olup Asliye Hukuk Mahkemesi olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyayı Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne göndermiştir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, kadastro mahkemesini merci tayin etmiştir. Mahkemece, davanın Hazine ve Belediye Başkanlığı yönünden husumetten, davalılar Zülküf ve müşterekleri yönünden esastan reddine, taşınmazın hisseleri nispetinde davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacılar Nail ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli parselin davalıların dayanağı olan tapu kaydı kapsamında kaldığı mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Davalılar tapusunun 2510 sayılı İskan Kanununa göre oluştuğu ve temlik tarihinden itibaren davalıların zilyet olduğu bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşılmıştır. İskanen temlik işlemi 1944 yılında yapılmış olup, davacılar tapu kaydına dayanarak 1971 yılında dava açmışlardır. 2510 sayılı Kanunun 23. maddesine, 3667 sayılı Kanunla eklenen 3. fıkra uyarınca temlik tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra hak sahipleri tarafından ayın davası açmalarının mümkün bulunmadığı hükme bağlanmıştır.
Kanunda belirtilen süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmaktadır. Davacıların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), peşin alınan harç temyiz harcını karşıladığından ayrıca harç alınmasına gerek olmadığına, 4.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.