 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1989/16076
K: 1990/11850
T: 17.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yarıtay'ca incelenmesi istenilmekle; gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 324 parsel sayılı 3287 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, payları oranında davacı ve davalılar adına tesbit edilmiştir. Davacı H.G., vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve harici satın almaya dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davacı davalılar adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın tapuda kaydının bulunmadığı, davalıların murisi M.Ç.'e ait iken onun 1961 yılında vefatıyla mirasçılarına intikal ettiği, M.Ç. mirasçılarından C.Ç.'in 1.2.1963 tarihli senetle taşınmazı davacı H.G.'ye satıp teslim ettiği ve parsel 1963 yılından 16.10.1985 tarihine kadar davacı tarafından tasarurf edildiği mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile belirlenmiş bulunmaktadır. Taraflar arasında bu hususta bir ihtilaf da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, bir kısım M.Ç. mirasçıları tarafından 8.12.1981 tarihinde davacı H.G. Hazine ve Köy Muhtarlığı aleyhine açılıp takip edilmesi nedeniyle 5.11.1985 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilen davanın, hak kazandırıcı zamanaşımını kesip kesmeyeceği konusundadır. Davanın hak kazandırıcı zamanaşımını kesebilmesi için gerçek hak sahibi tarafından hak kazandırıcı zamanaşımı zilyedine karşı açılması zorunludur. Hak kazandırıcı zamanaşımının kesilmesinde önemli olan yön, bu davanın başarılı bir sonuca bağlanması gerekip gerekmediği hususudur. Yargıtay'ın uygulamalarında, ha kazandırıcı zamanaşımının kesilebilmesi için davanın başarılı bir sonuca ulaştırılmış olması öngörülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.10.1969 tarih 1/656 esas, 1969/852 sayılı kararında da; bir davanın hak kazandırıcı zamanaşımını kesebilmesi ya da nizasızlık durumuna son verebilmesi için davanın hak kazandırıcı zamanaşımı zilyedine karşı açılmış olması aynı zamanda da olumlu şekilde souçlanması gerekeceği hususu belirtilmiştir. Olayda, M.Ç. mirasçıları tarafından davacı H.G. aleyhine açılan dava olumlu sonuçlanmadığı gibi, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, söz konusu davanın hak kazandırıcı zamanaşımını kestiğini ve nizasızlık durumuna son verdiğini kabul etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazı 1963 yılında satın alıp kadastro tesbit tarihine kadar aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla kullandığı belirlenen davacının davasının kabulüne ve taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Mahkemece belirtilen hususlar nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz, temyiz tirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, 17.9.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.