 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1989/11859
K:1990/5577
T:19.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* SAĞLIK SİGORTASI PRİMİ
ÖZET : Kadastronun amacı, taşınmazların geometrik ve hukuki durumlarının doğru olarak belirlenmesidir. Davacı tarafından açılan dava, kendi adının nüfus kaydına göre eksik yazılmasına ilişkindir. Özelliği olan bu tür davaların çekişmesiz yargı yolu ile kadastro mahkemelerinde çözümlenmesi mümkündür.
(3402 s. Kadastro K. m. 25)
Taraflar arasında, kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında; 449, 463, 489, 502, 507, 514, 532, 544, 646 parsel sayılı; 950, 1900, 1600, 1226, 953, 6400, 1500, 1004, 513 metrekare yözülçümündeki taşınmazlar vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği, irsen intikal, satış nedenleri ile Gülsüm adına tesbit edilmiştir. Davacı adının Ümmügülsüm olarak düzeltilmesi için dava açmıştır. Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Ümmügülsüm tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastronun amacı, taşınmazların geometrik ve hukuki durumlarının doğru olarak belirlenmesidir. Çekişmeli parseller davacı adına tesbit edilmiş ancak, davacı adının eksik yazıldığını belirterek Kadastro Genel Müdürlüğü'nü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Tesbitler kesinleşmediğine ve sicil oluşmadığına göre davanın doğrudan Hazine aleyhine açılması mümkün değildir. Davacı tarafından açılan dava, kendi adının nüfus kaydına göre eksik yazılmasına ilişkindir. Davacı tarafından başka bir kişiden istemde bulunulmamakta, başka bir anlatımla davacının istemi başkası ile çatışmamaktadır. Özelliği olan bu tür davaların çekişmesiz yargı yolu ile,Kadastro Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkündür. Çekişmesiz yargıda hasım göstermek zorunluluğu yoktur. Hal böyle olunca uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi ve davalı aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.