 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1988/9536
K: 1989/9715
T: 15.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hüküm, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 600 parsel sayılı 23.400 metrekare yüzölçmündeki taşınmaz, tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, irsen intikal, satış nedeniyle davalılar ve davacılar adlarına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacılar, davalıların hisselerini satın aldıklarına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parselin davacılar ve davalılar adlarına hisseleri nispetinde tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece tarafların taşınmaza iştirak halinde malik bulundukları, taşınmazın tapusu olup pay satışı tarihinden tespit tarihine kadar 10 yıllık süre geçmediği ve satışın bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı kabuledilerek hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmazın tapulu olduğu ve tarfların taşınmaza iştirak halinde malik bulundukları konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık pay satımının olup olmadığı ve pay satışında 10 yıllık süre aranmasının gerekip gerekmediğine ilişkindir. Hükümden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15/2 maddesinde, iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde iştirakçilerin bir taşınmaz maldaki hisselerin diğer iştirakçilere devir ve temlikinin geçerli olduğu, temlikin tapuyu taşınmazlarda yazılı delille, tapusuz taşınmazlarda ise her türlü delille kanıtlanabileceği hükme bağlanmıştır. Kanun'un açık hükmü karşısında iştirakçilerin birbirlerine yaptıkları pay satışlarında Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesinde öngörülen sürenin aranmasına gerek bulunmamaktadır. Anılan Kanun'un geçici 4. maddesi uyarınca bu kuralın kesinleşmeyen davalara da uygulanması zorunludur. Hal böyle olunca, davalıların taşınmazdaki paylarını davacıya satıp satmadıkları vesatım için paydaş Mehmet Ö.'e usulen vekalet verip vermedikleri soruşturularak ve tüm deliler birlikte değelendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.6.1989 günnüde oybirliğiyle karar verildi.