 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1988/7851
K: 1989/7565
T: 16.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KADASTRO TESBİTİ
- MERA
- GÖREV
ÖZET:4753 sayılı Yasanın uygulanması sırasında taşınmazın mera olarak benimsenmesi, uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesini gerektirmez.
(3402 s. Kadastro K. m. 26/D)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; taraflardan gelen olmadığı görülerek, evrak üzerinde incelenmesine karar verildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
Tapulamaca 167 parsel sayılı 63.250 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera olarak sınırlandırılmış, 169 parsel sayılı 28.750 metrekare yüzölçümündeki parsel de Ferhat ve müşterekleri adına tesbit edilmiştir. İlgililerin itirazı üzerine tapulama komisyonunca, 167 ve 169 sayılı parsellerin tesbitlerinin kısmen iptaline karar verilmiş, davacılar itiraz nedenine dayanarak dava açmışlardır. Davaya katılan hadim Köyü Belediye Başkanlığı meralık iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, Mehmet, Behice ve arkadaşları vekilleri ile hadim Köyü Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, toprak tevzii komisyonunca dava konusu 167 sayılı parsel ile bu parselden ifraz edilerek 169 sayılı parsele eklenen kısmın mera olarak tahsisi edildiğinin, bu işlerin idari bir tasarruf olması nedeniyle davanın idari yargıda görülmesi gerektiği, davaya katılan Belediyenin de 30 günlük yasal süre içerisinde dava açmadığı kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacılar, dava konusu taşınmazın dayandıkları tapu kaydının kapsamı içinde kaldığını öne sürerek mülkiyet iddiasında bulunmuşlardır.Toprak tevzii komisyonlarınca, 4753 sayılı Kanunun uygulaması sırasında taşınmazın mer'a olarak belirlenmesi uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesini gerektirmez. Başka bir söyleyişle, toprak tevzii komisyonları özel kişilerin mülkiyetinde bulunan bir yeri kamulaştırma gibi yollarla onların mülkiyetinden çıkarmadıkça mer'a şekline dönüştüremez. Bu şekilde bir dönüşümde, mülkiyet uyuşmazlığına adli yargıda bakılır. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulaması da bu doğrultudadır. Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları uyarınca gösterdikleri deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26/D maddesinde "Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra tesbitten önceki haklara dayanarak asli müdahil olarak katılabileceği" öngörülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle davaya bakılması gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz, davacılar ile müdahil belediyenin temyiz itirazları yerinde görülmekle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 16.5.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.