 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E: 1988/1690
K: 1988/8185
T: 29.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin olarak Daireden verilen ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Taraflar arasında uyuşmazlık, muris muvazaasına ilişkindir. Borçlar Kanununun 18. maddesi uyarınca muvazaa, tarafların başkalarını aldatmayı amaçlayarak kendi gerçek iradelerini gizlemek suretiyle aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak konusunda anlaşmalarıdır. Taraflar gerçekte bir hukuki işlem yapmayı istemedikleri halde, görünüşte bir hukuki işlem için irade beyanında bulunarak veya yapmak istedikleri hukuki işlemi gizlemek ve saklamak amacıyla bir başka hukuki işlem için beyanda bulunarak iki türlü muvazaalı işlem yapabilirler. Görünüşteki hukuki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından ve tarafların ortak iradeleri gizlenen sözleşme konusunda birleştiğinden gizli sözleşme geçerlidir. Fakat, gizli sözleşme şekli bağlı ise görünüşteki işlemin yapılmasında şekle uygun davranılması gizli işlemin yapılmasındaki şekle aykırılığı gideremez. Bu gibi durumlarda görünüşteki işlem tarafların iradelerine uygun bulunmadığından, gizli işlem ise şekle uygun olmadığından geçersizdir (7.10.1953 gün, 8/7 ve 1.4.1974 gün, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları).
Tapusuz taşınmazlar menkul niteliğinde olup, satış ve bağışlanmasına ilişkin sözleşmeler herhangi bir şekle tabi bulunmamaktadır. Bu tür sözleşmeler kişisel hak doğururlar. Tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetlik hakkının devredilmesi şekle tabi olmadığından muvazaada gizlenen bağış akdi geçerlidir. Miras bırakan tarafından gizlenen bağış akdinin görünüşte satış akdi olarak gösterilmesi sonucu etkilemez. Miras bırakanın çekişmeli tapusuz taşınmazı davalıya muvazaalı olarak bağışladığı halde, işlemi görünüşte satış akdi olarak nitelendirdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Gizlenen bağış sözleşmesi geçerli olduğundan, saklı payları zedelenen mirascılar ancak Medeni Kanunun 507. maddesi uyarınca tasarrufun tenkisini isteyebilirler. Açıklanan nedenlerle, mahkemece gizli bağış sözleşmesine değer verilerek taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay incelemesi sırasında çekişmeli taşınmazın yanılgı sonucu tapulu olduğu kabul edilerek karar bozulmuş ise de, bu kez yapılan incelemede taşınmazın tapusuz olduğu belirlendiğinden, davalının karar düzeltme isteminin bu nedenle kabulü ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 442. maddesi uyarınca Dairemizin 20.10.1987 gün ve 1987/1635 - 1538 sayılı kararın bozulmasına ilişkin ilamının ortadan kaldırılmasına, davacıların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün (ONANMASINA), on lira onama ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 29.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.