 |
T.C.
YARGITAY
16. Hukuk Dairesi
E:1988/15212
K:1989/17499
T:30.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KADASTRO TESBİTİ
- KAZANILMIŞ HAK
ÖZET : Bir yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla, o yasaya göre doğan hakların da ortadan kalkacağı düşünülemez. Aksi durumda kazanılmış Hakların zedelenmesi sözkonusu olur.
(222 s. İEK.)
(5129 s. KÖSMK. m. 1)
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında 405 ve 463 parsel sayılı 5480 ve 990 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeniyle davalı köy tüzel kişiliği adına tesbit edilmiştir. itirazı tapulama komisyonunda reddedilen davacı, kamulaştırma bedelleri 5129 sayılı Kanun uyarınca ödendiğinden taşınmazların eski sahiplerine geçtiğine ve taksime dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin tesbit gibi davalı köy tüzel kişiliği adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Ali tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar 4274 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılarak köy tüzel kişiliği adına tapu oluşturulmuştur. Davacı 5129 sayılı Kanuna göre kamulaştırma bedellerinin ödenmesi nedeniyle taşınmazların eski sahiplerine geçtiğine ve paydaşlar arasında yapılan rızai taksim sonucu kendisine düşen bu yerlerde zilyed bulunduğuna dayanarak dava açmış ve kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair onaysız köy ihtiyar kurulu karar örneğini ibraz etmiştir. Mahkemece 221 sayılı Kanun hükümlerinden ve 5129 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir.
222 sayılı Kanunun 89. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 5129 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi, "3803, 4274 ve 4459 sayılı Kanunlar hükümlerine göre arazisi, enstitü mezunu öğretmenlerin ve sağlık memurlarının geçim toprağı olarak kamulaştırılmış bulunanlar 1948 yılı sonuna kadar İllerde Valiye, İlçelerde Kaymakamlara başvurdukları ve 1949 yılı sonuna kadar bedelini tamamen ödedikleri takdirde kamulaştırma bedeli köy sandığına tamamen geri verilmek şartıyla bu topraklar eski sahiplerine geçebilir" hükmünü taşımakta, aynı Kanunun geçici 2. maddesinde ise "geçici 1. madde gereğince tasfiye edilmemiş veya Devlet ve köy tarafından okula tahsis olunmuş topraklar bu Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre köy tüzelkişiliklerine bırakılmıştır" hükmü yer almaktadır.
Bir Yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla o yasaya göre doğan hakların da ortadan kalkacağı düşünülemez. Aksi takdirde kazanılmış hakların ihlali sözkonusu olur. Böyle olunca; dava konusu taşınmazların hangi amaçla ve kaç lira bedelle kamulaştırıldığının valilikten sorulmak veya bu yerler için köy adına oluşturulan tapuların dayanağı kamulaştırma belgeleri tapu sicil müdürlüğünden getirtilip incelenmek suretiyle saptanması, bu yerlerin okula tahsis edilip edilmediğinin araştırılması, kamulaştırmanın 5129 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde sözü edilen öğretmen ve memurların geçim toprağı olarak yapılmadığı veya bu yerlerin aynı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca okula tahsis edildiği belirlendiği takdirde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi; taşınmazlar okula tahsis edilmemiş ve geçici 1. maddede belirtilen kişilerin geçim toprağı olarak kamulaştırılmış ise, taşınmazların bulunduğu mülki birim tarafından 1948 yılı sonuna kadar kaymakama başvurulup vurulmadığının araştırılması, başvurulmuş olması halinde taşınmazların kamulaştırma bedellerinin eski sahipleri,.paydaşları ya da mirasçıları tarafından köy sandığına süresi içinde tamamen ödenip ödenmediğinin köy karar defteri ve ilgili diğer belgelerin getirtilip incelenmesi suretiyle tesbit edilmesi, kaymakama başvurulup kamulaştırma bedeli köy sandığına tamamen ödendiğinde başkaca işleme gerek olmaksızın taşınmazların ödeme gününde eski sahiplerine geçeceğinin düşünülmesi, bu konularda ortaya olumlu durum çıktığında varsa kamulaştırma haritaları ve tapu kayıtları usulüne uygun biçimde yerine uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi, taşınmazların halen hangi amaçla ve kim tarafından tasarruf ve zilyed edildiğinin yerel bilirkişi ile taraflarca gösterilecek tanıklardan sorulup saptanması, uzman bilirkişiye keşfi ve uygulamayı izlemeye olanak verecek biçimde kroki düzenlettirilmesi, 405 sayılı parselin dayanağı tapu kaydı ile geldi kayıtlarındaki yüzölçümü farklılığının neden ileri geldiği üzerinde durulması ve "maşatlık" okunan güney sınırı yönündeki komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarından da yararlanılarak miktar fazlalığının zilyetlikle kazanılmaya elverişli bulunup bulunmadığının tartışılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile ve 221 sayılı Yasa hükümlerinden ve 5129 sayılı Yasanın yürürlükte olmadığından sözedilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 30.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.